YAHÛDİLER VE OSMANLI (1)
24 Aralık 2018, Pazartesi 08:33Yahûdiler: İ.Ö. 1800’lü yıllarda yaşamış olan Hz. İbrahim’in soyundan geldikleri kabul edilir. Hz. İbrahim’in oğlu İsmail soyundan gelenlere Arap denmiş, İshak soyundan gelenlere de Yahûdiler denmiştir. Bunlar Kuzey Mezopotamya bölgesinde Urfa-Harran civârında yaşamışlar, Hz. İbrahim’in Nemrutla olan mücâdelesi esnasında ateşe atılma olayı vuku bulmuş, bu sebeple Filistin’e göçmüşler.
Fakat burada zuhur eden kıtlık ve civardaki kavimlerin devamlı baskıları neticesi Mısır’a hicret etmişler. Mısırda Firavunların zulüm ve tahakkümünde 3 asır kaldıktan sonra, Musa Peygamberin rehberliğinde, tekrar Filistin havâlisine gelip yerleşmişlerdir.
Filistin’de kendi aralarında bölünmüşler, parçalanmışlar, nifak ve tefrikaya düşmüşler. Ayrıca etraftaki devlet ve milletlerle de devamlı kavga ve kıtal halinde olmuşlar, iyi geçinmemişlerdir. Bu sebeple Asurlular Kral Sargon komutasında, M.Ö. 722 yılında Filistin’i işgal edip, devamlı fitne-fücur, isyan ve ihtilal sebebi olan Yahûdilerin birçoklarını öldürmüşler, bir bölümünü sürmüşler ve bazılarını da hapsetmişlerdir. Bazı Kürt aşiretlerinin de, Asurlular döneminde sürgün edilip, Kuzey Irak’ta Sandur köyü civarına yerleştirilen Yahûdilerden olduğu târihî rivâyetlerdendir.
Babilliler Asurluları yenip Filistin’e hâkim olunca, Yahûdi krallarının en büyüğü ve aynı zamanda peygamber olan Hz. Süleyman’ın yaptırdığı Mescid-i Aksâ’yı ve diğer mâbetlerini yakmışlar ve yıkmışlardır. MÖ. 588.
Persler yani İranlılar Babillileri yenip Filistin’e hâkim olunca yıkılan bu mabedin yerine yeni bir mescid yapılmasına müsâade etmişlerdir MÖ 537. Bu mescid de M.S. 70 yılında Roma İmparatoru Titüs tarafından yıkılmış, bu yıkım ve katliam ibret olsun, akıllarından çıkarmasın da Yahûdiler uslu dursunlar düşüncesiyle sâdece batı duvarı yıkılmamış ayakta bırakılmış, bugün “Ağlama Duvarı” diye meşhur olan, sık sık medyada görülen ve Yahûdilerce mukaddes kabul edilen duvar budur.
Uzun asırlar Asurluların, Babillilerin, Perslerin esareti altında kalan Yahûdiler, MÖ. 333 yılında, Perslerin Büyük İskender’e yenilmeleri üzerine Yunanlıların esaretine girmişlerdir.
M.Ö. 198’li yıllarda Yahûdi devleti, Roma İmparatorluğuna bağlı küçük bir krallık iken, yine uslu durmamaları devamlı problem çıkarmaları, idârecileri canlarından usandırmaları neticesinde, Roma İmparatoru Titüs’ün kumandasındaki kuvvetler Kudüs ve havâlisindeki Yahûdi yerleşim birimlerini yerle bir etmiştir. Hâlbuki Titüs; “Diem perdidi” sözünün sâhibidir. Yani her gün kendi kendine “bugün iyilik olarak ne yaptım” diye sorarmış. Bu kadar iyi yürekli bir insanı bile çileden çıkarmış ve kendilerine katliam yaptırmışlardır.
Daha sonra aynı kötü huyları ve tavırları yüzünden Romalıları canlarından bezdirdikleri için İmparator Pompeius onların yaşadıkları Filistin bölgesini tamamen tahrip etmiş, sakinlerinden birçok Yahûdi’yi de Roma İmparatorluğunun hâkimiyetindeki en uzak bölgelere sürmüştür. Bugün dünyanın nerdeyse her yerinde Yahûdilerin bulunmasının sebebi budur.
Târih boyunca birçok defalar vuku bulan bu sürgünler (tehcirler) nedeniyle, 2500 seneye yakın uzun bir zaman diliminde, bir yurtları, bir devletleri, bir hükümetleri olmadan sefil ve göçebe bir hayat yaşamışlardır.
Her dönemde idâreleri altında yaşadıkları milletleri her hususta kendilerinden tiksindirmişler, târihin birçok devir ve döneminde büyük katliamlara, sürgünlere ve hapislere ma’rûz kalmışlardır. Bu cümleden olmak üzere; İslâmiyet’in yayıldığı sıralarda Yahûdiler Arabistan’ın birçok yerinde, özellikle Medîne, Fedek, Tayma, Hayber, Taif… gibi yerlerde ikamet ediyorlardı.
İslâm Peygamberinin her türlü adâlet, müsavat, hoşgörü ve insanî davranışlarına rağmen, her hal ü kârda fitne çıkarmaları, sözlerinde ve vaatlerinde durmamaları, menfaatperest olmaları, her savaşta Müslümanlarla beraber görünüp onlara kalleşlik yapmaları gibi birçok sebepten dolayı İslâm diyârından da sürülmüşlerdir. Adâletin en büyük örneği ve târihî numunesi olan Hz. Ömer, onların maya ve karakterlerini çok iyi bildiği için, Kudüs’te Yahûdilerin ikametini yasaklamıştır.
Ortaçağda Yahûdiler:
Yahûdiler yine de en rahat ve huzurlu günlerini Müslüman beldelerde yaşamışlardır. Gittikleri her Hıristiyan memlekette bunlara Hz. Îsâ’nın katili gözüyle bakılmış, o dönemin fanatik ruhlu insanları bunlara akla- hayale gelmedik eza-cefa ve işkenceler yapmışlardır.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.