YAHÛDİLER VE OSMANLI (3)
26 Aralık 2018, Çarşamba 09:091786 da Frankfurt Yahûdilerinin siyah manto giymeleri belediyece emredilmiştir. Aynı zamanda bunların baston taşımaları da yasaktır. 18. Asrın sonlarına kadar Yahûdiler Pazar ve bayram günlerinde kendi sokaklarından dışarı ancak Hıristiyanların ibâdetleri ve bayramları bittikten sonra çıkabilirlermiş.
1800 yılında Frankfurt’ta umûmî bir hamam işleten bir doktor şu ilanı yapıştırmak mecburiyetini hissetmiştir: “Yahûdilerin hamamdaki her banyodan istifade edebildikleri hakkında bir dedi kodu dolaşmaktadır. Yalnız iki banyonun bunlara tahsis edilmiş olduğunu ve hiçbir Hıristiyan’ın bir Yahûdi’nin yıkandığı banyoda yıkanmasına imkân verilmeyeceğini ve peştamal ve havluları da ayrı olduğunu ilân ederim.” 1807 senesine kadar Frankfurt ta Yahûdilerin kahve ve gazinolara girmeleri yasaktır…(1)
Katolik Mezhebinin aşırı baskı ve tahakkümüne bir protesto olarak çıkan ve adını da bundan alan Protestanlığın kurucusu Mantin Luther, ne kadar özgürlükçü imiş şöyle birkaç misal verelim!.. Bu papaz yalnız Türkler ve Müslümanlara karşı değil, Yahûdilere karşı yazmış olduğu eserleri ile de meşhurdur.
Ölümünden üç yıl önce teolojik olgunluğunun zirvesindeyken yazdığı “Yahûdilere ve Yalanlarına Dair” (Von den Juden und ihren Lügen) başlığını taşıyan kitabında yedi maddede özetlediği tavsiyelerinde Avrupa’da yaşayan Yahûdilerin imha edilmesini, sinagoglarıyla birlikte din okullarının da yakılmasını istemektedir. Aslında Luther’in Yahûdilere yönelik olarak kullandığı bu tehditkâr, acımasız ve nefret yüklü dili aynı dönemde Katolik Kilisesi de kullanmaktadır.
Luther’e göre Tanrı’nın Yahûdilere karşı gazabını dindirmeyeceklerine ve onları Hıristiyan yapamayacaklarına göre kendilerinden kurtulmanın yolunu bulmaları gerekmektedir. Söz konusu yedi maddede, sinagoglarla birlikte yakılacak olan Yahûdilin cesetlerinin üzerine sülfür ve katran dökülerek hiçbir iz kalmayacak şekilde gömülmesini ister. Yahûdilerin hayvan sürüleri gibi ahırlara tıkılmalarının, sürgüne mahkûm edilmelerinin, ellerinden kutsal kitaplarının alınmasının ve çocuklarına din eğitimi vermelerinin yasaklanmasının dinî bir emir olduğunu ifâde eder.(2) Bu çağlarda Hıristiyanlar için bir Yahûdi öldürmek, Tanrıya bir kurbiyyet (yakınlık) vesilesi kabul edilirmiş.(3)
Hz. Îsâ’nın çarmıha gerilmiş ve ellerinden çivilenmiş kanlı resimlerini ve heykellerini her gün kiliselerde seyreden Hıristiyanlar, bunun müsebbibi olan Yahûdilere karşı her zaman gaddar ve acımasız olmuşlardır. Bundan dolayı da ortaçağ boyunca Yahûdilere kan kusturmuşlar, büyük katliamlar uygulamışlardır. 20. Asra gelinceye daha doğrusu 1960 yılına kadar Hz. Îsâ’nın kanından Yahûdileri sorumlu tutan Papalık, bu târihten sonra yaptıklarının vebâl ve diyetini ödercesine onlarla yaprak sarması olmuşlar, dünyada onların hamisi durumuna gelmişler, bu seferde onları Müslümanların üzerine salmışlardır.(4)
Yine Ortaçağ İspanyasında Yahûdiler Yahûdi olduklarını belli eden bir elbise giymek, ve saçlarını belli bir şekilde taraş ettirmek zorunda idiler. “Hıristiyan resmi geçitleri sokaklardan geçerken Yahûdilerin ve Moriskoların (mağribi, Müslümanlar) diz üstü çökmeleri, yaptıkları işleri bırakmaları ve onların yortularına katılmaları kanun gereği idi. Yahûdiler ve Moriskolar etrafı duvarlarla çevrili ve tek bir kapısı olan mahallede gettolarda yaşamaları ancak mümkündü. Buna uymayanlar çok ağır cezalara çarptırılırdı.”(5)Endülüs’ün Müslümanlar tarafından fethinden önce Hıristiyanların aldığı bir kararla Yahûdiler resmen ve alenen köle ilân edilmiş ve Hıristiyan ailelere dağıtılmışlardır...(6)
İslâm’dan önce; Yemende Yahûdiler kadınlı erkekli siyah giymek mecburiyetinde ve Şemle denen küçük bir kilimi omuzlarında taşımak mecburiyetindedirler. Hiçbir at katır, eşek gibi vasıtaya binemez ve ne kadar uzun olursa olsun yaya gitmek mecburiyetindedirler. Hiçbir Yahûdi iki kattan yüksek bina yapamaz, lağım temizlemek görülen bir lâşeyi kaldırmak gibi süfli işlerde kanun gereği onların görevidir. Yahûdi çocukları Arap çocukları ile beraber katiyen oynayamazmış.(10)
Almanların 2. Dünya Savaşında gerçekleştirdikleri Yahûdi soykırım ve katliam da el kitabı niteliğindeki kullanılan broşürde; Yahûdilerin Alman İmparatorluğu sınırları içinde seyahat etmelerinin yasaklanmasının, hırsızlık ve faizle kazandıkları için ellerindeki mallara ve mücevherlere el konulmasının, bir kısmının en zor işlerde çalıştırılmasının, diğerlerinin ise Avrupa’dan sürülmesinin gerekli olduğu belirtilir.
Dipnotlar:
1-Max Kemmerich, a. g. e. s. 63.
2-İsmail Taşpınar, Derin Târih Dergisi, Temmuz 2013 s. 48.
3-Assad Tamimi, “İsrail’in Sonu”, Moralite Yay. İst. 2008, s. 62.
4-Assad Tamimi, “İsrail’in Sonu”, Moralite Yay. İst. 2008, s. 91, 180.
5-Henry Charles Lea, a. g. e. s. 23.
6-Mehmed Özdemir, “Endülüs Müslümanları”, TDV Yay. Ank. 1994, s. 6.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.