Yahudilerin Kindarlığı (1)
11 Mart 2020, Çarşamba 08:591500 sene önce cereyan eden Hayber Savaşının intikamını almak için 1967 de Kudüs’e giren İsrail tanklarının üzerinde (İlel Medine- Hedef Medine, Medine’ye kadar…) yazması ve bugün hala askerlerine yaptırdıkları atış talimi tahtalarının üzerinde Peygamberimizin isminin yazılması, Batıl da olsa dinlerine ne kadar bağlı olduklarını gösterir.(1)
07. 01. 2009 tarihinde, Gazze Savaşının en yoğun olduğu dönemlerde, T.Telekom-Bnei Hasharon maçını oynamak üzere gelen İsrailli siporcuların, uçakta Peygamberimize küfretmeleri, ona hakaret içeren şarkılar, sözler söylemeleri, bardağı taşırmış ve gördükleri tepki üzerine sahadan kaçmak durumunda kalmışlardır.
Şu olay da çok ibretli ve Yahudi zihniyetini dile getiren bir tablo: Elena Rubiştayn kozmetik üzerinde dünyanın en popüler kadını. Alman asıllı bir Yahudi’dir. Savaş yıllarında kaçtığı Avustralya’da yaşayan dolar milyarderi bir bayan. Bir gün gazeteciler:
“Efendim siz, parfümeri ve kozmetik üzerine dünyanın en kaliteli ve en pahalı ürünlerini imal ediyorsunuz. Acaba bu ürünlerinizden bir kadın olarak hangisini kullanıyorsunuz?” derler. Kadın;
“Hiç birini” der. Niye ? diye sorduklarında:
“Çünkü faydasına inanmıyorum” der. Peki o zaman niye üretiyorsunuz ? dediklerinde:
“Daha fazla para kazanabilmek için” der. Zaten dünyanın en zengin birkaç kadınından birisiniz. Bu kadar parayı ne yapacaksınız ? dediklerinde:
“İsrail’e daha fazla para gönderebilmek için” der.(2)
Yahudilerin bir birlerine ne kadar bağlı olduklarına, tabir caizse ne kadar milliyetçi olduklarına bir misal daha:
Çamlıca Kız Meslek Lisesi Müdür Muavini Sabahat Emgen hanımdan naklen: “Çocuklardan not tutmaları için bir defter getirmelerini istedim. Sınıfın tek Musevi talebesi hariç gün içinde hepsi isteğimi yerine getirdiler. Her ders Yahudi kızana defter getirmesi gerektiğini tekrarladımsa da, ailesinin hâli vakti yerinde olduğu halde kız deftersiz gelmeye devam ediyordu. Nihayet aradan bir hafta geçtikten sonra, dediğimi yapmadığı takdirde kendisini sınıfa almayacağımı söyleyince ağlamaya başladı. Ailesinin çok geniş imkânları olduğunu bildiğim için bu direnmenin sebebini öğrenmem lâzımdı. Kızdan aldığım cevap bir Siyonist prensibinin genç bir Yahudi kızında ifade bulmasından ibaretti. Kız ağlamaya devam ederek: “ne yapayım öğretmenim, Yako on gündür dükkânını açmadı, herhalde hasta olmalı” dedi.(3) Meşhur yazarlarımızdan Refik Halit Karay’da çocukluk yıllarında, mahallelerindeki Yahudi bakkalın kendilerini nasıl kandırdığını, onlara bir şeyler satabilmek için ne hilelere baş vurduğunu “Çocukluk Hatıraları”nda anlatmaktadır.(4)
Yahudilerin çocuklarını nasıl bir kin, buğz ve sadistlikle yetiştirdiklerinin en güzel misali: Hemcinslerinin, Filistinli çocukların üzerine atılacak bombaların üstüne; “afiyet olsun, hediyemiz olsun, bayram hediyesi gibi cümleler yazan bakımlı, zırlak ve fanatik kızlar.
İsrail daha önceki savaşlarda olduğu gibi, Gazze Savaşında da dünyanın yasakladığı misket bombası, fosfor bombası, kimyasal bombalar ve daha yeni icat edilen, ismi bile dünyaca bilinmeyen yakıcı, kör edici, beyin travması geçirten, özellikle çocukları delirten, insanın içini dışına çıkaran çeşitli bombalar kullanmıştır. Bunlar BM gözlemcileri tarafından da doğrulanmıştır.
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi, Gazze Şeridi’ne 17 gündür operasyon düzenleyen İsrail’i, “insan haklarını ihlal ettiği” için kınarken, İnsan Hakları İzleme Örgütü de, Gazze’de, yerleşim birimlerinde sivil halkın üzerine beyaz fosfor bombası attığını duyurdu.
BM İnsan Hakları Konseyi’nin dün yaptığı oylamada, İsrail operasyonlarının kınandığı karar tasarısı, 47 üyeden 33’ünün oyuyla kabul edildi. Oylamada Kanada ret oyu kullanırken, çoğu AB ülkesi olmak üzere 13 ülke çekimser kaldı. 55 kişinin fosfor bombasından yaralandığı bölgeye gözlemcilerin girmesine İsrail izin vermedi.(5)
BM'nin Çalışma ve Yardım Ajansının Gazze'deki operasyonlarından sorumlu yetkilisi John Holmes, Gazze Sağlık Bakanlığının dün gönderdiği istatistiklere göre, Gazze'de 27 Aralık 2008 de başlayan ve 22 gün süren savaşta, üçte biri çocuk olmak üzere 1500’e yakın insan öldürüldü, 5500 kişide yaralandı. İsrail'in 22 gün boyunca sivil halka verdiği zarar ise daha korkunç. İsrail'in Gazze saldırısında 4 bin ev tamamen yıkıldı. 20 bin eve oturulamaz hale getirildi ve 51 bin kişi de evsiz bırakıldı. Şu anda Gazze Şeridi'nde 400 bin Filistinlinin ise içecek temiz suyu bulunmuyor.
Dipnotlar:
1- Zafer Dergisi, sayı 137, s.13.
2- Zafer Dergisi, sayı 137, s.17.
3- İbrahim Refik, Geçmişten Geleceğe Işıklar, Albatros Yay. 5. bas.İst. 2003, s.110.
4- “Edebiyatçılarımızın Çocukluk Hatıraları”, Mehmet Nuri Yardım, Timaş Yay. 3. bas.İst. 1998, s.165.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.