Yahudilerin Kindarlığı (2)
13 Mart 2020, Cuma 09:06İsrail daha önceki savaşlarda olduğu gibi, Gazze Savaşında da dünyanın yasakladığı misket bombası, fosfor bombası, kimyasal bombalar ve daha yeni icat edilen, ismi bile dünyaca bilinmeyen yakıcı, kör edici, beyin travması geçirten, özellikle çocukları delirten, insanın içini dışına çıkaran çeşitli bombalar kullanmıştır. Bunlar BM gözlemcileri tarafından da doğrulanmıştır.
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi, Gazze Şeridi’ne 17 gündür operasyon düzenleyen İsrail’i, “insan haklarını ihlal ettiği” için kınarken, İnsan Hakları İzleme Örgütü de, Gazze’de, yerleşim birimlerinde sivil halkın üzerine beyaz fosfor bombası attığını duyurdu.
BM İnsan Hakları Konseyi’nin dün yaptığı oylamada, İsrail operasyonlarının kınandığı karar tasarısı, 47 üyeden 33’ünün oyuyla kabul edildi. Oylamada Kanada ret oyu kullanırken, çoğu AB ülkesi olmak üzere 13 ülke çekimser kaldı. 55 kişinin fosfor bombasından yaralandığı bölgeye gözlemcilerin girmesine İsrail izin vermedi.(1)
BM'nin Çalışma ve Yardım Ajansının Gazze'deki operasyonlarından sorumlu yetkilisi John Holmes, Gazze Sağlık Bakanlığının dün gönderdiği istatistiklere göre, Gazze'de 27 Aralık 2008 de başlayan ve 22 gün süren savaşta, üçte biri çocuk olmak üzere 1500’e yakın insan öldürüldü, 5500 kişide yaralandı. İsrail'in 22 gün boyunca sivil halka verdiği zarar ise daha korkunç. İsrail'in Gazze saldırısında 4 bin ev tamamen yıkıldı. 20 bin eve oturulamaz hale getirildi ve 51 bin kişi de evsiz bırakıldı. Şu anda Gazze Şeridi'nde 400 bin Filistinlinin ise içecek temiz suyu bulunmuyor.
Holmes ve ajansın bir diğer yetkilisi John Ging, "güvenilir" sözleriyle değerlendirdikleri istatistiklerin, son derece rahatsız edici olduğunu belirterek, Gazze Şeridi'ne yardımları, çalışanlar için çok riskli olduğu gerekçesiyle geçici bir süre askıya aldıklarından ötürü çok üzgün ve öfkeli olduklarını da kaydetti.
İsrail Karadan, Havadan, Denizden Gazze üzerine ölüm kusarken ve bebekler, sabiler, kadınlar, yaşlılar binlerce kişi aç, susuz, soğukta BM tarafından yasaklanan bombalarla, BM temsilcilerinin gözleri önünde katledilirken, İsrailli ailelerin Gazze’ye hâkim bir tepeye çoluk-çocuk ellerinde dürbünlerle çıkıp, hem piknik yapıp, hem de katliamı seyretmeleri, atılan bombaların hedefi vurduğu görülünce hep birden ayağa fırlayıp, sevinç çığlıkları atmalar, insanlığı tiksindirmiş ve Siyonistlerde gerçekten insanlık bitmiş, bunlar artık vahşi yaratıklar kanaati uyandırmıştır.(2)
Bu ve benzeri misalleri okuduktan sonra, petrolden elde ettikleri milyar dolarları fuhuş ve sefahat âlemlerinde yiyip bitiren, hiçbir şuurlu işe ve aşa yatırmayan ve nefsanî arzularından başka kimseyi düşünmeyen Arap şeyhlerine: “Allah lâyığınızı versin” demekten başka bir şey elden gelmiyor.
Gerçek Müminlerin üzerinden kâfirlerin asla yol bulamayacaklarını yani onları tepeleyip geçemeyeceklerini Cenâb-ı Allah bildiriyor.(3) Ama günümüz Müslümanları özde değil, sözde Müslümanlar oldukları için, Haçlıların ve Yahudilerin oyuncağı olmaktan kurtulamıyorlar maalesef ve maalesef! 1.5 milyarlık İslâm âlemi, 6 milyonluk İsrail’in hakkından gelemiyor.
Günümüzde gerçek ve samimi müminlerin kalmadığını Siyonistler de biliyor ve onun için pervasız hak et ediyorlar. İsrail Başbakanı Şimon Perez’e geçmişte gazeteciler: “Kur’an sizin devletinizin yıkılacağından bahseder ne dersiniz” diye sormuşlar O: “Kur’an’ın bahsettiği Müslümanlar gelsinler o zaman düşünürüz” demiş. Yani bugünkü Müslümanlardan bir şey çıkmayacağını İslâm düşmanları gayet iyi biliyorlar. Çocuk ruhu da enkaz altında
Uluslararası yardım ajansı Care International, İsrail’in “Dökme Kurşun” adlı operasyonundan kurtulan Gazze halkının insani yardım alamadığını ve çocukların büyük korku içinde olduklarını bildirdi. Care International’ın anketine göre, Gazze’lilerin yüzde 89’u İsrail operasyonunun başladığı 27 Aralık’tan bu yana hiçbir insani yardım almadı. Ankete katılanların yüzde 95’i, çocukların çok büyük korku yaşadıklarını belirtirlerken, çocukların yüzde 62’sinde yataklarını ıslatma, yüzde 64’ünde yaygın zayıflık, yüzde 73’ünde sinir bozukluğu, yüzde 61’inde saldırganlıkta artış, yüzde 87’sinde uykusuzluk, yüzde 79’unda kâbus, yüzde 57’sinde ise başağrısı görüldüğü ortaya çıktı. (4)
Dipnotlar:
1- Milliyet Gazetesi, 13.01.2009
2- Yene Şafak Gazetesi, 13.01.2009
3- Nisâ, 4/141.
4- Milliyet Gazetesi, 23.01.2009
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.