“YANGIN DUMANIN ÇIKTIĞI YERDE”
18 Kasım 2019, Pazartesi 09:23PANKOBİRLİK genel başkanı Recep Konuk tarım sektöründe ”Sessiz çoğunluğun sesi” ve sektörün içinde bulunduğu sorunları tarladan gelen bir insan olarak anlatıyor.
Tarım alanında üst düzey görevler alan bir yöneticinin tarladan gelmesi, tarlayı ve üretimi bilmesi çok önemli.Tarlayı bilmeyen insandan, sektörle ilgili kooperatif yöneticisi, müşteşar ve tarım bakanı yapılırsa ki, yapıldı.. Bir tarım bakanı ortaya çıkar ve ülkede yaşanan kepek darlığı üzerine, kepeğin tarlada üretilen bir ürün olmadığını bilmediği için “Önümüzdeki yıldan itibaren kepek üretimini teşvik edeceğiz” der. Muhtemelen “Sapla samanı da ayıramaz” kepeğin tarlada üretileceğini sanan bir insan. Demem o ki: Bir işi uzmanına, ehline vermek lazım. Tarım sektörünün en büyük sorunu bu olmalı.. Yani sektörün meslekten ve ehil olmayan bakan ve yöneticilerin eline teslim edilmesi. “Tat kızın dilinden anası anlar” sözü, boş yere söylenmiş bir söz değil.
Olaya yukarıda sözünü ettiğimiz perspektiften bakıldığında PANKOBİRLİK genel başkanı Recep Konuk’un adı doğal olarak çok farklı bir şekilde ortaya çıkıyor.
Recep Konuk tarladan gelen bir adam.
Konuk,traktörün üstüne çıkıp tarla süren, ekin eken, tarlaya gübre, tohum atan, tarla sulayan, çapa yapan,biçer döverin üstüne çıkıp ektiği buğdayı hasat eden, elleriyle pancar söken (Eskiden pancar elle sökülürdü ve çok zor olurdu.) Ayrıca fasulye, nohut, mercimek, kavun, karpuz eken, tarlada mevsime göre bazen soğuktan donan, bazen de sıcaktan yanan, kavrulan ve elleri nasır bağlayan bir çiftçiydi. Sonra bu ürünlerin Karaman’da ve kendi ilçesi olan Çumra’da yıllarca ticaretini yaptı. Yokluğu da, varlığı da gördü. Gün geldi Pancar Üreticileri Kooperatifinin başkanı oldu. Şeker Fabrikasının başına geçti. İçinden çıkıp geldiği tarlanın ve üreticilerinin dertleri ile yıllardır dertlenip duruyor..Çiftçinin derdi, Konuk’un da derdi oldu. Recep bey bize uzak, kime yakın bilmeyiz ama.Geçmişte tarlanın içinde yatan kalkan bir insan olduğunu iyi biliriz. Bu arada bizim de köyde benzer işleri yaparken tarlada, harman yerinde yatıp kalkmışlığımız var.
Tarım sektörünü yönetecek insanların, sektörün içinden gelmesi ve özellikle de tarlayı bilmesi şart.
PANKOBİRLİK genel başkanı Recep Konuk’a işte biz bu nedenle “Sessiz çoğunluğun,sesi” diyoruz.Bu ses yıllardır sektörün sorunlarını bıkmadan, yorulmadan, tehditlere ve “ Artık dur!” ihtarlarına boyun eğmeden ve teslim olmadan söylemeye devam ediyor. Ne kadar güzel az da olsa böyle cesur insan ve yöneticilerin hala aramızda olması. Doğrusu söylemek gerekirse insanların yüreklerine su serpiyor ve ferahlatıyor bu insanlar.
Biz bu noktaya durup dururken nerden geldik?
Ne oldu da yaramız depreşti?
Kısaca söyleyeyim.
Tarım sektörü can çekişiyor ondan.
Tarla bitiyor, köy bitiyor, üretim bitiyor, tarımsal istihdam bitiyor da ondan.
Köylerden kente göç akımı başladı da ondan.
Son yıllarda dünyada 125 ayrı ülkeden tarım ürünleri ithal etmeye başladık da ondan.
Bu gidişe “dur” denilmediği takdirde kısa bir süre sonra devlet yeni sosyal ve ekonomik sorunlarla karşı karşıya gelecek de ondan.
Hangi statü ve hangi makamda olursa olsun bu sektörle ilgili yöneticilerin köyü, tarlayı ve tarımı bilmesi şart. Devletin sektöre sağladığı desteklerle sorun çözülecek gibi değil. Başka bir sıkıntı var bu sektörde. Her şeyden önce ”Tat kızın dilinden anlamak” gerekiyor.
Biz bu noktaya daha doğrusu bu yazının konusuna durup dururken, nerden geldik?
Ne oldu da yaramız depreşti?
Anlatayım. Şöyle oldu..
PANKOBİRLİK genel başkanı Recep Konuk geçen hafta Ankara’da yapılan birliğin 47. Olağan Mali genel kurulu’nda yaptığı konuşmada seketörde yaşanan sorunları bir kere daha dile getirdi.
Recep bey tarım sektöründe yaşanan sorunların çözüm yerini anlatırken:”Yangın dumanın çıktığı yerde” dedi.
Recep bey “Yangını söndürmek istiyorlarsa dumanı takip etsinler” dedi.
Recep bey “Milletin yüreğini, tarlanın dışındakiler serinletecek” dedi.
Kooperatif bünyesindeki Tarım Marketlerinin ilgili kanunda yapılan düzenlemeden sonra faaliyet alanlarının genişlediğini ve marketlerin üye olmayanlara da bu düzenlenmeden sonra mal satacağını söyleyen Konuk, tarım marketlerde satılan gübrenin bir önceki yıla göre yüzde15. Hayvan yeminde yüzde 16. Tohum, fide ve fidanlarda yüzde23 artış olduğunu ifade etti.
Hemen söyleyelim..Pancar Kooperatifleri bünyesindeki bu tarım marketleri bölge çiftçileri için çok önemli. Bu marketler olmasa bölge çiftçisi perişan olur, yıkılır. Çiftçi parası olsun ya da olmasın günün her saatinde gidip bu marketlerden her türlü tarımsal ihtiyacını karşılıyor. Parası varsa veriyor yoksa pancar parasından aldığı ürünün bedeli kesiliyor.
Yeri gelmişken başka bir bilgiyi de paylaşalım sizinle. Devletin kayıtlarına göre sektörde aktif üretici olarak rol alan 2 milyon insan bankalara borçlu ve elindeki tarlalar bankalara ipotekli. Bankaların ipoteğinde 40 milyon dekar tarla bulunuyor. Anlayacağınız çiftçi borç batağında.
Çiftçi bankalara borçlu olduğu gibi, piyasalara da boruçlu.
Çünkü çiftçi üretemiyor. Girdiler pahalı. Maliyet yüksek. Bunun karşılığında da ürün fazla para etmiyor. Anlayacağınız gelir, gideri zor karşılıyor. Bu durum karşısında çiftçi gene de üretmeye çalışıyor. Yapacak başka işi ve çaresi olmayan çiftçi borçlanarak ayakta durmaya çalışıyor. Lakin ülkedeki üretim alanları çiftçinin bu çabasına rağmen giderek daralıyor ve azalıyor. Sulu tarımda bir saat elektriğin fiyatı 100 lira olmuşsa, çiftçi ne yapsın? Sadece elektirik değil diğer girdilerde de inanılmaz fiyat artışları söz konusu.
Peki çözüm ne?
Fazla uzağa gitmeye gerek yok.
Çözüm Recep Konuk’un dediği yerde yani dumanın çıktığı yerde.
“Yangını söndürmek istiyorlarsa, dumanı takip etsinler” yeter.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.