Yaşadığımız Gezegen “Üçüncüyü” Kaldırır Mı?
20 Temmuz 2024, Cumartesi 00:34Son günlerde Üçüncü Dünya Savaşının patlama tehlikesi hem ülkemizde hem de dış dünyada gündeme giren bir konu oldu ve dünya medyasında da bu konu sıkça tartışılır hale geldi. Gerçekten de bir taraftan Rusya-Ukrayna savaşı, diğer taraftan İsrail-Hamas savaşı ve onun Lübnan’a ve belki daha da öteye yayılma tehlikesi, Çin – Tayvan gerginliği savaşın zeminini hazırlar nitelikte.
Macaristan Başbakanı Viktor Orban, Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic, Avrupa politikalarına yön veren etkili siyasetçiler ve en son Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve Milli Savunma eski bakanımız Hulusi Akar büyük bir savaşın çıkabileceğine dair söylemlerde bulundular.
Son zamanlarda gündeme gelen 3. Dünya Savaşı'yla ilgili de konuşan Akar, 3. Dünya Savaşı'nın bir bakıma başladığını belirterek, savaşın üç aşamadan oluştuğunu ifade etti. Şu anda dünyada yaşananların savaşın hazırlık aşamasını oluşturduğunu vurgulayan Akar "Bu hazırlıkların yeterli olduklarını gördüklerinde savaş başlar" dedi.
Geçmişe gidelim dünyaya kâbus gibi çöken 1. ve 2. Dünya Savaşı’nın neden çıktığına bakalım
1.Dünya Savaşı’ nın çıkmasında;
Almanya ve İngiltere arasında ham madde ve Pazar arayışından kaynaklanan rekabet, Fransa’nın 1871 Sedan Savaşı’nda Almanya’ya kaptırdığı Alsas Loren’i geri almak istemesi, Balkanlar’da Avusturya ve Rusya’nın emperyalist emellerinin çatışması, İtalya’nın Akdeniz’e egemen olma arzusu, Rusya’nın tarihi emellerine ulaşmak istemesi (Boğazlar-Panslavizm), Uzak Doğu ve Afrika sömürgelerinde yaşanan rekabet etkili oldu.
Bahane sebep ise Avusturya-Macaristan Veliahdı Ferdinand’ın Saraybosna’da öldürülmesiydi.
1.Dünya Savaşı sonrası Asya ve Avrupa’da bulunan ülkelerin bütün düzenleri bozuldu. Osmanlı Devleti, Çarlık Rusya ve Avusturya-Macaristan imparatorluğu parçalanmaya başladı, Çekoslovakya, Yugoslavya, Macaristan ve Polonya adında yeni ülkeler kuruldu. Savaşta yenilen ülkeler çok ağır antlaşmalar imzalamak durumunda bırakıldı.Bu da İkinci Dünya Savaşı’nın zeminini hazırladı.
2.Dünya Savaşı’ nın çıkmasında;
Birinci Dünya Savaşı'nda yenilen ülkelerin yeniden büyüme ve güçlenme isteği, Devletleri milli emellere sahip olması, Nazizim, Faşizm ve Komünizm gibi ideolojik fikirlerin yarattığı çatışmalar, Büyük devletler arasında yeniden ortaya çıkan silahlanma yarışları, Dünyanın içindeki ekonomik buhranlar, Birinci Dünya Savaşı'nda yapılan antlaşmaların ağır şartları ve eksik yanları, Almanya'da ki iktidarın yıkıcı faaliyetleri etkili oldu.
1945 yılında Almanya’nın savaştan çekilmesi ve Japonya’nın teslim olması neticesinde, ABD, Sovyetler Birliği ve İngiltere başta olmak üzere Müttefik Devletler İkinci Dünya Savaşı’nın kazananı oldular.
Müttefik Devletler; Almanya, İtalya ve Japonya’yı işgal ettiler. Nazizim ve faşizm tasfiye edildi. Doğu Avrupa’da ise Sovyetler Birliği’nin etkinliği arttı.
Savaşın iki kazananı olan ABD ve Sovyetler Birliği ekseninde iki kutuplu bir dünya ortaya çıktı ve soğuk savaş dönemi başladı. Birleşmiş Milletler, Varşova Paktı, Nato ve Cento kuruldu. Almanya Doğu ve Batı olmak üzere ikiye bölündü.
İtalya, İngiltere ve Frasa’nın savaş neticesinde birçok sömürgesiyle bağlarının kesilmesi üzerine Libya, Cezayir, Hindistan, Malezya, Pakistan, Fas, Tunus gibi ülkelerin bağımsız olmalarının yolu açıldı.
İki büyük savaşın çıkış nedenleriyle bugünü karşılaştırmak hem kolay hem de zor. Özellikle iki savaş arasındaki uluslararası ortama benzer bir yapı bugün için karşımıza çıkıyor. Covid-19 ve zirveye çıkardığı ekonomik sorunlar, Avrupa’da faşizmin yükselişi, totaliter lider profilinde artış, bölgesel çatışmaların önlenememesi, silahlanma yarışının hızlanması ve Birleşmiş Milletler’ in etkisizliği ve en önemlisi ise fikir birliğini tam sağlayamamış ama farklı etkenlerle yolları aynı düzleme çıkan blokların ortaya çıkması.
Kutuplaşma şu anda çok belirgin bir şekilde olduğu için, bir 3.dünya savaşına dönüşme riskinin varlığından söz etmek mümkün. İsrail ve ABD’nin oluşturduğu birlikteliğe, başta İngiltere’nin başını çektiği ittifakı ve Avrupa Birliği, diğer tarafta ise Rusya, Çin ve İran’dan oluşan müttefikler.
Savaşların tümüyle güçlü ülkelerin ekonomik kaygıları sebebiyle oluştuğunu apak açık ortada.
ABD ile Çin arasındaki 2008 küresel finans krizinin sonrasında şiddeti giderek artan bir şekilde devam eden ticaret savaşları, artık teknik detaylar arasına gizlenmiş adımlarla değil, açıktan verilen siyasi mesajlar ve meydan okumalarla ilerliyor.
2030 yılında Çin’in ekonomik büyüklük olarak ABD’yi geçeceği tahmin edilen dünyada, en büyük 10 ekonomi arasında bugün için yükselen pazarlar olarak nitelenen 6 ekonominin yer alacağı öngörülüyor.
Bu büyük güçlerin önemli bir kısmı Doğu’dan, Asya Pasifik’ten olacak (Çin, Hindistan, Endonezya, Japonya, Rusya). Batılı aktörler olarak sadece ABD, Almanya ve İngiltere kalırken, Brezilya ve Meksika’nın da listede yer alması bekleniyor.
ABD, ekonomik gücünü kaptırmak istemiyor ve kaptırmamak için Rusya ve Çin’in gücünü kırmak için her türlü yola başvuruyor.
I. Dünya Savaşı’na 37, ikincisine kolonilerle birlikte 60 ülke katıldı. Dünya tarihindeki en ağır ve kanlı savaş olarak yer alan savaşların sebep olduğu kıtlık ve hastalıklar nedeniyle hayatını kaybedenler eklendiğinde ölü sayısı 100 milyonun üzerine çıktı.
3. Dünya Savaşı’nın çıkması diğerlerine benzemeyecek çünkü bu savaşta, çatışan veya çatışmaya hazırlanan güçlerin hepsinin nükleer ve nükleer olmayan kitle imha silahlarına sahip olmalarının yanı sıra, yapay zekanın ürettiği son model silahlar kullanılacak.
Bu da milyarlarca insanın etkilenmesi demek.
Dünya zor bir dönemeçten geçiyor. Sular diner mi zaman içerisinde bilinmez ama dengelerin eskisi gibi olmayacağını söylemek yanlış olmaz.
Anlaşılan iki büyük savaştan da ders alınabilmiş değil.
Bedeli çok ağır olur.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.