YENİ OLUŞUMLARA GİDEN YOL
27 Eylül 2019, Cuma 08:4831 Mart yerel seçimlerinde başta İstanbul ve Ankara olmak üzere Ak Parti’nin yıllardır elinde tuttuğu bazı Büyükşehir Belediye Başkanlıkları’nı kaybetmesi, parti içinde yeni ihtimal ve arayışlarını güçlü bir şekilde gündeme getirdi.
Tekrarlanan İstanbul seçimlerinde Millet İttifakı’nın, Cumhur İttifakı’na 806 bin oy fark atması ise Ak Parti’de “şok” etkisi yarattı. O tarihe kadar genel ve yerel olmak üzere 15 seçim kazanan bir parti için bu yenilgiler, kabul edilebilecek bir durum değildi. Ayrıca bir süredir Ak Parti’nin reformcu kimliğini kaybettiği, başta parti yönetimi olmak üzere kabinede mutlaka bir değişikliğe gidilmesi de son bir kaç yıldır konuşuluyordu. Yani 31 Mart yenilgisinin önemli sebepleri vardı. O sebeplerin arasında parti yönetimi ve kabine öne çıkmışı.
Ak Parti içindeki beklenti 31 Mart’tan sonra seçim sonuçlarının radikal biçimde değerlendirilmesi ve gereğinin en kısa zamanda yapılması şeklindeydi. Partide güçlü bir değişim rüzgarının eseceği tahmin ediliyordu. Parti üst yönetiminin değişmesi, kabinede şikayet ve rahatsızlığa konu olan bakanların görevden alınması, görevden alınan bakanların yerine siyaset kökenli bakanların atanması en güçlü beklentilerin başında geliyordu. Seçim sonuçları da zaten bu mesajı vermişti. Fakat olmadı. Beklentiler boşa çıktı ve parti içi muhalefetin şikayet ettiği gibi, “iç muhasebe yolları kapatıldı.”
Tekrarlanan İstanbul seçimlerinden sonra konuştuğumuz siyaseti iyi bilen Ankara’daki bir dostumuz bize şöyle demişti.. “Parti yönetiminin mutlaka değiştirilmesi gerekiyor. Kabine üyelerinden en az 5-6 tanesinin değiştirilmesi gerekiyor. Şu bakanı alıyım, partinin başına getiriyim. Partideki şu genel başkan yardımcısını alıyım, kabine üyesi yapıyım. Hayır! Bu vatandaşı tatmin etmez. Vatandaşı kesmez. Bizim yaptığımız çalışma sonuçlarına göre beklenti daha yüksek. Sıfırdan ve hiç yıpranmamış bir parti yönetimine ve yeni isimlerden meydana gelen, halkta karşılığı olan kabine üyelerinin olması gerekiyor. İl teşkilatlarında da eskimiş yüzlerin kenara alınması gerekiyor.Bunlar en kısa zamanda yapılmadığı takdirde işimiz gerçekten zor. Kabul etmek gerekir ki yerel seçimlerde aday tercihlerinde yanlışlarımız da oldu.”
Yerel seçimlerin üzerinden neredeyse altı ay geçti..
Umudunu parti yönetiminde ve kabinede yapılacak değişikliklere bağlayanların, umudu boşa çıktı. Bunlar yapılmış olsa belki halka Ak Parti’nin hala reformcu kimliğini kaybetmediğine dair az da olsa mesaj verilmiş olabilirdi. Fakat beklenen değişiklikler yapılmıyor ya da yaptırılmıyor. Çünkü olayın bir tarafında özellikle de kabine tarafında, MHP faktörü var. Devlet Bahçeli ne zaman kabine değişikliği gündeme gelse “Her gün bakan mı değiştireceğiz” diyerek, sert bir fren yapıp çıkıyor. Bunun Bahçeli ile ne alakası var, demeyin sakın. Doğrudan doğruya alakası var. Çünkü, Bahçeli’nin kabine ve yeni sistem üzerindeki etkisi giderek artıyor ve etki alanını genişletiyor.
Sonuçta ne oldu?
Ak Parti’nin değişim adımını bir türlü atmaması ve halkın beklediği yeni bir anlayışı eyleme dönüştürmemesi yeni oluşumları hızlandırdı. Bu arada partide eleştirenler ötekileştirildi ve eleştiriler ihanet kabul edildi. Partide demokrasi ve özgürlüklere karşı soğuk ve sert bir iklim oluşturuldu.
Bir kaç yıldır beklemede olan ve yeni bir parti kuracağı söylenen Ali Babacan, geride bıraktığımız günlerde bu konuda ilk defa çok net ifadelerle konuştu ve şöyle dedi.. “ Şu anda toplumun tümünün ortak dertleri var. Her alanda yeni stratejiler, yeni programlar, yeni planlar yapılması gerekiyor. Yeni bir gelecek revizyonu gerekiyor. Dürüst, akılcı, serin kanlı sakin ve incelikli bir dil kullanacağız. Türkiye gerginlik politikalarından yorgun düştü. Türkiye içine kapandığı zaman fakirleşir, demokrasi zayıflar..”
Ali Babacan bu sözlerle geçmişte içinde bulunduğu ve kurucusu olduğu Ak Parti’yi hem eleştiriyor hem de yeni kuracağı partinin izleyeceği yol hakkında ufak çaplı bilgiler veriyor. Bu arada Babacan’ın söylediği çok önemli bir şey daha var. O da şu: Babacan’ın kuracağı partinin tarihi 2020 olarak açıklanmıştı daha önce. Şimdi Babacan yeni partiyi bu yılın sonuna kadar kurmuş olacaklarını deklare etti.
AK Parti’de yeni parti kurma hazırlığı içinde olan isimlerden birisi de bilindiği gibi eski başbakanlardan Ahmet Davutoğlu.. Davutoğlu’da yeni parti hareketini hızlandırdı.. O da geride bıraktığımız günlerde partiden istifa ederken, Ak Parti yönetimini eleştirdi ve şöyle dedi.. “Ak Parti içerisinde iç muhasebe, ortak akıl ve istişare kanallarının tamamıyla kapalı olduğu ve içerde bir dönüşüm ihtimalinin kalmadığı da aşikardır. Her iyi niyetli eleştiriyi ve tavsiyeyi ihanet ve düşmanlık olarak gören mevcut yönetim anlayışı, savunduğumuz temel ilkeleri ve hedefleri gerçekleştirmenin imkanının kalmadığını bize göstermiş bulunmaktadır.”
Eleştirilere kulak tıkamak ve beklentileri dikkate almamak, eleştirenleri dışlamak, ötekileştirmek, hain ve önemsiz insan olarak görmek beklenmedik gelişmelere meydan verebiliyor. Türkiye’nin yıllarca destek verdiği ve umut bağladığı Ak Parti’de yaşananlardan bunu anlıyoruz.. Keşke yerel seçimlerden sonra gerek halkın ve gerekse partide ileri gelen ve geçmişte cumhurbaşkanlığı, başbakanlık ve bakanlık yapmış olan insanların eleştiri ve önerileri dikkate alınsaydı..Bunlar yaşanır mıydı?
AK Parti’de halkın şikayet ettiği ettiği, rahatsız olduğu olumsuz icraatlar, lüks, şatafat yolsuzluk iddiaları, israf ve demokrasi dışı uygulamalar pekala dikkate alınabilir ve ortadan kaldırılabilirdi. Parti yönetimi ve kabine revizyonu çok rahat bir biçimde gerçekleştirilebilirdi. Dolayısıyla yaralar sarılabilir, partide birlik ve bütünlük devam edebilirdi. Bu takdirde yeni oluşumlara ve yeni partilere de gerek kalmazdı...
Bir çok insanın dediğini biz de demiş olalım.. “Galiba gerçekler Cumhurbaşkanı’ndan saklanıyor.”
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.