YEREL GAZETELER VE MEVCUT SORUNLAR
03 Nisan 2020, Cuma 09:241970’li yılların başında şehir merkezinde 3 yerel gazete vardı.
Yeni Konya,
Türkiye’de Yarın,
Yeni Meram.
1970’li yılların 2. Yarısında da Konya Postası yayın hayatına başladı.
Aynı dönemde milliyetçi kesim (MHP) tarafından Hamle gazetesi çıkartıldı.
Yine aynı dönemde sol kesim (CHP) tarafından Konya’nın Sesi gazetesi çıkartıldı.
O yıllarda Yeni Konya Gazetesi, Konya’nın en popüler, en itibarlı ve en saygın gazetesiydi.Gazetenin sahibi Mustafa Naci Gücüyener tam bir Konya beyefendisiydi. Son derece dürüst ve çalışanların hakkını koruyan bir patrondu. Riyakar, hilekar ve sahtekar değildi. Rahmetli, “Adam gibi adamdı” Biz o sıralar ortaokulda öğrenciydik. Haftada 2-3 gün şiir ya da köşe yazısı yazar, endişe ve korkuyla gazeteye gider kendisine elimizdeki yazıyı verirdik. Bizi sevgi ve güler yüzle karşılar ve aynı şekilde de uğurlardı.
Mustafa Naci Gücüyener’in vefatından sonra çocukları gazetenin başına geçti. Hükümet Meydanı’nda o yıllarda Konya’nın en meşhur kütüphanesi olan “Kırmızı Kütüphane”de onlarındı. Gazetenin başına geçen Adil Gücüyener tonton ve kalın gözlük camları olan bir insandı. O da babası gibi iyi bir gazete patronu ve iyi bir insandı. Kardeşleri de fevkalade düzgün insanlardı. Esasen Gücüyener ailesi bir bütün olarak nazik, terbiyeli,ahlaklı ve düzgün bir aileydi.
Yeni Konya Gazetesi bir okuldu.
Çok sayıda insan orda gazeteciliğe başladı ve gazeteci oldu.
Türkiye’de Yarın(Bugünkü Merhaba) Gazatesinin sahibi rahmetli Ziya Tanrıkulu’ydu. Ziya Tanrıkulu’da örnek bir insan, örnek bir gazete sahibi ve örnek bir dava adamıydı. Son derece çelebi bir insandı. Tamah etse, aç gözlülük yapsa varlıklı ve zengin bir insan olurdu. 1973 genel seçimlerinden sonra kurulan CHP-MSP koalisyonunun imkanlarından “Doğru olmaz” gerekçesiyle istifade etmeyi hiç aklına getirmedi. Oysa başta Necmettin Erbakan olmak üzere, MSP’nin neredeyse ileri gelen bütün isimleri ile ahbaplığı vardı. Yokluk içinde bu hayattan göçüp gitti. Ama haysiyetli bir hayat sürdü.
O yılların Yeni Meram’ına gelince..
“Matba, takva”
Biz o gazete 14 yıla yakın bulunduk.
O aralar İl Halk Kütüphanesi’ne her gün yerel gazeteler gider ve arşivlenirdi.
Bizim o gazetedeki hizmetimiz İl Halk Kütüphanesinin kayıtlarında mevcut duruyor olmalı.
Dolayısıyla lafa ve yoruma gerek yok. Tahlil etmeye de değmez.
Şu kadarını söyleyelim: Yeni Meram’da da gazeteciliğın yapıldığı yıllar oldu.
Sonra MHP’li ekibin çıkardığı Hamle gazetesi tarih oldu.
CHP’li ekibin çıkardığı Konya’nın Sesi Gazetesi de tarih oldu ve her ikisi de uzun yaşamadı
1970’li yılların 2. Yarısında Sümerbank’ın arkasında metruk bir dükkanda yayın hayatına başlayan Konya Postası dimdik ayakta ve son bir kaç yıldır da övünmek gibi olmasın ama tüm hayatının “Altın Devrini” yaşıyor. Konya Postası artık düzgün, ilkeli, tutarlı, hak, hukuk gözeten ve gazeteciliği hakkıyla yapmaya çalışan bir gazete.
GELELİM GÜNÜMÜZE
Günümüze gelmeden okuyucularla şu önemli bilgiyi paylaşmak istiyorum..
Bilgi şu: Yukarıda saydığımız yerel gazetelerin tamamının matbası vardı. Matbalar günün 24 saatinde şakır şakır çalışır ve para kazanırdı. Gazete sayısı az olduğu için Resmi ve özel ilan gelirleri de gayet iyiydi. Ayrıca para “para” gibiydi. Yani para iş görürdü. Kazanç az da olsa para iş görürdü. Derde derman olurdu. Gazete satışlarından gelen para bile iş görür ve bir ihtiyacı karşılardı. Gazeteler, o matbanın kendi tesislerinde basılırdı. Matbaa tesisi kurmanın maliyeti tipo baskı yapıldığı için uygundu. Ayrıca elektirik, su,kağıt, boya, kira pahalı değildi.
Peki bugün durum ne?
Durum gazetelerin varlığını sürdürebilmeleri bakımınden ne yazık ki hiç de uygun değil.
Gazeteler bir süredir giderlerini karşılamakta zorlanıyor.
Son yıllarda gazetelerin maliyeti inanılmayacak şekilde artmış durumda.
Bu soruna çare arayan gazeteler bir süredir kendi aralarında bir araya gelerek bir takım radikal önlemler aldı. Havuz sistemi sayesinde gazete sayıları düşürüldü. Maksat, resmi ve özel ilan gelirlerini artırmaktı. Aslında iyi niyetli ve sonuçları itibarıyla da iyi olacak bir projeydi.
Gel gör ki; Korona Virüs belası birçok kesimin olduğu gibi gazetelerinde başına farklı belalar açtı. Gazeteciler şu günlerde sağlık açısından korona virüsüne karşı yine en az bu virüs kadar tehlikeli olan ekonomik virüse karşı ayakta kalmaya çalışıyor.
Gazeteler Korona ile birlikte resmi ilan gelirlerinden mahrum kaldı.
Adliye çalışmıyor. Dolayısıyla ordan resmi ilan da gelmiyor.
Kamu kurumları faaliyetleri 1/3 oranında askıya aldı ve işler durma noktasına geldi. Oralardan da resmi ilan gelmiyor.
Özel sektörde de işler yavaşladı. Oralardan da özel ilan gelmiyor.
Öte yandan gazetelerin maliyetleri yüksek seyretmeye devam ediyor.
Devletin yürürlüğe koyduğu “Ekonomik Kalkan” paketi de yeterli değil.
Bu durumda gazetelerin varlıklarını sürdürebilmeleri için ekonomik takviye lazım. Takviye şart. Takviye Yapılsın ki gazeteler ayakta kalsın.Nasıl olsa gazete herkese lazım.
Kim yapacak bu takviyeyi?
Yerel yönetimler yapacak.
KTO, KSO, KTB, Seydişehir Alüminyum Tesisleri, Anadolu Birlik Holding, Konya Çimento, devlet üniversiteleri ve bu şehri gerçekten seven üst düzey kuruluşları yapacak. Aydınlar Otomotiv yapacak. Zade yapacak. Her gece ulusal TV’de reklamlara milyarlarca para veren Atiker yapacak? Yerel gazetelerin ayakta kalması ve varlıklarını sürdürebilmeleri için gün, bugün.
Biraz detay vereyim isterseniz..
Yerel bir gazetenin aylık maliyeti 70-80 bin lira arasında değişiyior.
Peki bir gazetenin aylık geliri ne kadar? Resmi ve özel ilanların azalmasından sonra 25-30 bin liraya kadar düştü. Aradaki 45-50 bin lira açığın bir şekilde karşılanması gerekiyor.
Nasıl karşılayacak?
Kim karşılayacak?
Yukarıda sözünü ettiğimiz kurumlar karşılayacak.
Lakin bu işe birilerinin öncülük etmesi gerekiyor.
Bunu kim yapabilir? En başta Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur bey yapabilir. Başkan “Gelin arkadaşlar elimizi taşın altına koyalım” diyebilir. Öncü olabilir.
Bunun için karşı tarafın yani gazete mahallesinin sakinlerinin talep ve ricasına gerek bile duyulmamalı. Çünkü, gazetelerin ekonomik zorluk ve çıkmazları ayan beyan ortada duruyor.
Yineleyelim: Gün birlik,beraberlik ve dayanışma günü.
Ne dersiniz Uğur başkan?
Ne dersiniz Hasan Angı, Memiş Kütükçü, Hüseyin Çevik, Selçuk Öztürk, Recep Konuk başkan?
Ne dersiniz kamu üniversitelerinin rektörleri?
Ne dersiniz gazetelerle gerektiğinde ahbap, dost olan iş adamları?
Nihayetinde bir yerel gazetenin 3-4 ay boyunca her ay 45-50 bin lira ilave gelire ihtiyacı var.Yerel yönetimler, koskoca kuruluşlar bunu yapabilir. Sonra hepimiz aynı gemide yaşıyoruz ve birbirimize her zaman ihtiyacımız var.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.