YEREL YÖNETİCİLERE ARZ EDERİM

Önce önemli bulduğumuz bir husustan çok kısa bahsetmek istiyorum.

İcraatı gevezelikten ibaret olan kronik muhaliflere bakmamak lazım. 

Onların işi ve sermayesi bu.

İlla ki gevezelik yapacaklar.

İleri geri konuşacaklar ve yapılan icraatları da beğenmeyecekler.

İyi de”Siz olsaydınız ne yapardınız?”diye, sorduğunuzda da..

Cevap yok.

Son günlerde bazı medya organlarında satır aralarına sıkıştırılarak yapılan “Sözde Sağlık Bakanı” ifadeleri, haksız ve haksız olduğu kadar da maksatlı ifadelerdir.     

Türkiye, tarihinin en başarılı ve sağlam karakterli bir Sağlık Bakanı ile pandemi sürecini yönetti ve yönetiyor. Malum çevrelerin eleştirilerini de hak etmiyor.

Neyse bu bahsi diğer bir konu.

Bu yazının esas konusuna  ‘Yerel yöneticilere arz ederim’ başlığı altındaki yazımıza dönelim.

Önceki gün başlayan”Kontrollü normal hayat”la birlikte toplumda bir anda müthiş bir gevşemenin meydana geldiğini herkes gördü.

Anlaşılan “Kontrollü normal hayat” olağan ve normal hayat olarak değerlendiriliyor. Maalesef bunu  böyle algılayan ve “Bana bir şey olmaz” anlayışı ile haraket eden önemli  bir kitle var.               

Olursa ne olur?               

Fatura belli bir kaç adrese kesilir.

Mesela illerde yerel yöneticilere kesilir. “Tedbir almadılar. Tedbirleri gevşettiler” diye.

Sonra Sağlık Bakanı’na kesilir. “Zaten böyle olacağı belliydi” diye.

Sonra sayın Cumhurbaşkanı’na kesilir “Süreci iyi yönetemedi” diye.

Sonunda da icraatı gevezelikten ibaret olanlar hak etmedikleri bir sermaye elde etmiş olur.

Yetkililer aylardır sosyal mesafe, maske ve hijyene her gün yüzlerce defa dikkat çekiyor.       

“Kontrollü normal hayat” öncesinde de bu konu her türlü iletişim aracı ile günlerce halka duyuruldu.

01 ve 02 Haziran tarihlerinde sokağa çıkanlar bu uyarıları fazla dikkate almadı.

Açılan lokanta ve pastanelerde dikkate alınmadı. 4 kişilik bir masaya 4 kişinin oturtulduğu görüldü.

Normal mesaiye başlayan kamu kurumlarında dikkate alınmadı.           

Toplu işyerlerinde dikkate alınmadı.

Sosyal mesafe kuralına uyanların sayısı azdı.

Gerek kamu kurumlarında çalışan ve gerekse sokaktaki insanlarınların yüzünde maske kullananların sayısı yüzde 50’ye kadar  düşmüştü.

Toplu taşıma araçlarında da aynı şekilde maske kullananların sayısı bize gelen bilgilere göre yarı yarıya düşmüştü.

Sağlık Bakanı başta olmak üzere Bilim Kurulu Üyeleri salgın tehilkesinin geçmediğini ve alınan tedbirlere mutlaka uyulması gerektiğinin altını ısrarla ve kalın çizgilerle çiziyor.

Devlet,  halkın bir kısmının söz konusu duyarsızlığı karşısında ne yapsın?

Uyarı üstüne uyarı yapılıyor.

Kural haline gelen tedbirler her vesile ile  halka hatırlatılıyor.

Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca halkta gördüğü rehavet karşısında en son “Yüzümüzü, gülüşümüzü  kapatsa da maskesiz yapamayız” dedi.

Aile Çalışma ve Sosyal Hizmet Bakanlığı kamuda “Esnek çalışma” uygulamasının sona ermesinden sonra, kamu kurum ve kuruluşlarında alınması gereken tedbirlerle ilgili  bir genelge yayınladı.

Bakın bu genelge çok ama çok önemli.

İllere gönderilen bu genelgede şu hükümlere yer veriliyor.

-Kamuda servis araçları sosyal mesafe kuralı gözetilerek bina girişinin önünde duracak.

-Servislerin taşıma  kapasitesine göre sosyal mesafe kuralı gözetilecek.

-Servis araçlarında el antiseptiği ve tek kullanımlık maske bulundurulacak.

-İşyerlerinde tüm çalışanların temassız ateş ölçer  ile vücut sıcaklıkları ölçülecek.

-Geçiş kontrol sistemi bulunan işyerlerinde bulaşma riskine karşı temassız sistemler kullanılacak.

-Ofisler ve toplantı odaları ile tuvaletler, asansör, merdiven trabzanları, kapı kolları ve elle temas edilen çalışma ortamlarındaki ekranlı araçlar ile  bilgisayarların klavyeleri, maus ve  telefon gibi ekipmanlar  dezenfekte edilecek.

-Toplantılar, eğitim ve görüşmeler telekonferans yöntemiyle yapılacak.

-Ofisler sık aralıklarla doğal yollarla havalandırılacak.

-Sosyal mesafenin sağlanamadığı ofis ortamlarında çalışanlar için yeniden düzenlemeye gidilecek.

-TÜM PERSONEL ÇALIŞMA MÜDDETİNCE MASKE KULLANACAK.

-Daha az sayıda kişinin bir arada bulunmasını sağlayacak şekilde yemek saatleri ve masa  düzeni yeniden ayarlanacak.     

-Yemekhane girişlerinde zemin işaretlemeleri ile sosyal mesafe korunacak. 

Ortak kullanım alanlarındaki  su sebilleri ve çay makinaları  kullanılmayacak.

Mutlaka bildikleri bir husus. Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın bu genelgesinin yöneticilerinin ve İl Hıfzısıhha Kurulu Üyelerinin masalarının üzerinde duruyor olmalı.       

Bu genelge masaların üzerinde kalmamalı.

Genelgede  belirtilen hususların yerine getirilmesi gerekiyor.

Pazartesi ve Salı günü bu yazının  yazıldığı saatlere kadar söz konusu genelgenin dikkate alındığına ve uygulandığına dair herhangi bir bilgi  edinemedik. Yazıya  başlamadan önce  teyit amacıyla farklı dairlerden sorduğumuz memur  arkadaşlar da bize güldü ve “Sen ne diyorsun? Bizim dairede böyle bir şey yok. Senin dediğinden haberimiz de yok. Duymadık. Görmedik. Bizde sosyal mesafesiz ve  genellikle de maskesiz mesai var. Arkadaşların çoğu maske bile kulllanmıyor” dediler.

Şimdi soru şu..

Hani salgının önlenmesi ve yeniden  hortlamaması  için en az 4 ay bazı bilim adamlarına göre de 6 ay maske kullanacaktık.

Arz ederim sayın valim Cüneyit Orhan Toprak.

Arz ederim sayın Büyükşehir Belediye Başkanım Uğur İbrahim Altay.

Arz ederim sayın kaymakamlar.              

Arz ederim sayın ilçe belediye başkanları ve kamu kurumlarının yöneticileri.

Lütfen devletin genelge ve talimatlarını yerine getiriniz ve olayın sonuna kadar takipçisi olunuz.       

Daire müdürleri  genelge ve kurallara uymama konusunda neden gevşek davranıyor? Bunu anlamakta da zorlanıyor insan.

Bakalım önümüzdeki günlerde vilayet sözünü ettiğimiz genelge noktasında ne yapacak?        

Bekleyip, göreceğiz.

Beklerken de bize gelen bilgiler doğrultusunda konunun takipçisi olacağız.

Bu arada bakanlığın genelgesi özel sektör tarafından da mutlaka değerlendirilmeli.