YETERİNCE OLAN İYİDİR, FAZLASI ZEHİRDİR
09 Ağustos 2023, Çarşamba 00:00Sahip olmadan yaşamayı seçmek en büyük hafifliktir. Sahip olursan korumacılık güdüsüne sahip olacak, kafan sürekli onunla meşgul olacak ve onun zevkine de varamayacak, yeni bir mutluluğu yakalamayacaksın. Her şeyin en iyisine layık olduğunu bilmek, sadece şu anda yaşadığını kabul etmektir. Bizler her şeyi “bir an da olsun” veya “hep olsun” istiyoruz, sanki olmasını istediklerimize garantimiz varmış gibi. Sanki her şeyin bir anda olması garantisi bize verilmiş gibi. Bırakmayı bilmiyoruz, beceremiyoruz. Kendimizi bir an olsun durduramıyoruz, açgözlülüğümüzle. Çok koşturup çok emek verince her istediğimizi gerçekleştireceğimizi zannediyor, çok çabuk bağlanıp hayal kırıklığına uğruyoruz. Odak noktamız, aceleciliğimiz oluyor, elimizdekinin kıymetini bilmemek oluyor.
Demem o ki...
Yeterince olan iyidir, daha fazlası zehirdir, geçmiş ve geleceği düşünmekte zehirdir. Zamanı ve elinizdekilerle yetinmeyip kendinizi zorluyorsanız, ne zaman size aittir, ne de gelecekte elinize almayı düşündüğünüz her ne varsa, hiçbiri size ait değildir. Bırakın fazlasını isteyerek kendinizi zehirlemeyi, elinizdekiyle yaşadığınız an’ı, ilahi sistem sizi desteklesin. Siz size düşeni yapın, sonrasını düşünmeyin.
Yani hayat, andan ve elinizde olandan ibaret ve en değerli hazinedir. Ama siz, an’ı değil de sonrasını düşünmekten şimdiyi göremiyor, elinizdekinin kıymetini bilemiyor, yapılması gerekeni yapmıyor ve hayattan zevk alamıyorsunuz.
Şunu her zaman hatırlayın. Ne zaman bir sıkıntıda olursanız veya kendinizi çaresiz hissettiğinizde, elinizden bir şeyin gelmediğini, elinizdekinin yetmeyeceği düşüncesine kapıldığınız zaman, sahip olduklarınıza şükredin ve “bu benim gerçeğim değil, gerçek olan yetinmektir. Zihnimin beni zorlamasına izin vermem, yaratıcının da bir hesabı vardır”diye düşünüp güvenle teslim olmak mutluluğun en ulaşılası noktasıdır.
Sen anı en güzel şekilde yaşa, elindekilerle yetin, olmayacak için kendini zorlama, an’da kendi işine odaklan, geleceği ve gelecekteki olayları bir kenara bırak. Gerekenleri, olması gerektiği kadar yap, geri kalan ve büyük şeylerin senden gizlendiğini varsay, belki bir gün karşına hiç ummadığın zamanda çıkabileceğini de gözardı etme. Hayat sürprizleri hep bir yerde saklar, ama senin yapman gerekenleri de sana bırakır. Yeter ki sen, dünyada ol, an’ı yaşa ama dünyaya ve isteklerinde fazlasına ait olma. Yeter ki, ne kadar olursa olsun elinde var olanların ve dünyanın içinde ol ama dünyanın ve elinde olmayanların, olması mümkün olmayanların senin içinde olmasına izin verme.
Unutmayın hiçbir insan, bir işe başlarken imkânsız diye başlamaz, basit bir şekilde başlar, ilk adımı atar, sonrasında başarı gelir. Çünkü imkânsız olduğunu hiç fark etmemiştir onun. Zaten imkânsız derse o işe başlamaz. Bunun sonucunda, zafer ve başarı gelecekse, an da verdiği kararla gelecektir.
Bir salsak ya artık, şu daha fazlasını istemeyi. bir kere de olsa yaptığımızın tersini yapsak, durup dinlensek, bedenimiz de, ruhumuz da bir soluklansa, rahatlasa, içimiz açılsa.
Ne zaman mı?
Bilemezsin, belki de tam zamanı.
Neyin?
Belki de bilmemek en güzeli.
Ve huzur, bazen de bilmemekte.
Bazen de kendini zorlamadan an’da yaşarken, tevafuklarla karşına çıkanda…
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.