Yetmez Ama Evet

Sn. Uğur İbrahim Altay Konya’mın tesbit edilmiş, konuşulmuş ancak sonuçlanması için pek de çaba sarf edilmemiş ve raflara kalkmış sorunlarını gündeme getiriyor, Markalaşma çabalarına tüm gücüyle devam ediyor. Kendisi ve ekibine teşekkür ediyorum. Kentim ve ülkem için emek verenler sağ olsunlar.

Çatalhöyük bu çalışmaların önemli bir adımı. Çatalhöyük’ten çok daha sonra gündeme gelen ve çok öne geçen elbette önemli bir merkez Göbeklitepe tanıtım başarısını biz gösteremedik bence. Bunda en önemli etkenlerden biri Çatalhöyük’ün garip hali idi. Şimdi çehresi değişiyor ama bence tur misafiri getirmek için yetmez. Tur operatörleri ve rehberleriyle de diyalog ve çalışma gerek. Ülkemin önemli tur rehberlerinden tanıdığım bazıları ile her konuştuğumda yıllarca aldığım cevap “Misafir önce Efes’e, oradan Ankara’ya Anadolu Medeniyetler Müzesi’ne; Konya geçiş yolu Mevlâna Müze ziyareti sonrası yemek molası ve Kapadokya. Biz Çatalhöyük’ü Anadolu Medeniyetler Müzesi’nde anlatıyoruz, Çatalhöyük’te neyiniz var ki?” oldu.

Saray Mutfaklı, Ateş Baz-ı Veli Türbeli, Çatalhöyük’te başlayan medeniyet kökenli Konya Mutfağı başta Sn. Nevin Halıcı gibi üstatların çabalarına karşın bir standarda ve tescile kavuşamadı yıllarca. Konya’da yemek yiyen tanıdık konuklar ya muhteşem buldu ya da nimet için ettiğin kelimeyi affedin sıradan. Haklıydılar, zira herkes kafasına göre yorumluyordu yemek kültürümüzü. Vedat Milor’un yıllar önce bir programına katılan Konya Mutfağı temsilcilerinden bir ustam eleştirilere “haklısınız, yaprak sarma düdüklü tencerede yapılmaz, kebap etin bu bölgesinden yapılmaz” gibi şaşırtan açıklamalarda bulunmuştu eleştirileri cevaplarken. . Bence Coğrafi Ürün tescilleme çalışmalarına da son hız devam eden ve 51 üründen 21’ini tescillediğini mutlulukla öğrendiğim Büyükşehir Belediyesi tescillendirdiği yemek kültür ürünlerimizi tescile uygun üreten firmaların kapılarında da plaketle bunu duyurmalı ve konuklar karşılarına ne çıkacağını önceden bilmeli. Bu uygulamanın kalitede rekabete de katkı sağlayacağını düşünüyorum.

Efendim Eylül ayında Konya Gastrofest, Gaziantep Gastronomi Günleri yaptı. Konya malum yıllardır Gastronomi kenti olmanın adını anar ancak bizden sonra yola çıkan Gaziantep 2015; Hatay 2017;  Afyonkarahisar 2019; Kayseri 2021 yılında Unesco Yaratıcı Şehirler Ağı’na dahil oldular ve Gaziantep artık resmen Gastronomi Kenti. Konya ve Gaziantep’in festivallerinden benzerlikler konserler, yarışmalar, workshoplar, söyleşiler, ustaların konuklukları idi. Konya’da 3 gün süren Gastrofest 250 bin katılımcı buldu, “Benim Şehrimde Yemek Bir Medeniyettir” sloganı bence çok güzeldi. Gaziantep Uluslararası Gastronomi Günleri sadece Belediye’nin desteğiyle olmadı dördüncüsü yapılan organizasyona Gaziantep Geliştirme Vakfı, TİKA, Kültür ve Turizm Bakanlığı Turizm Tanıtım ve Geliştirme Birimi de destek verdi, “Sürdürülebilir Dünya İçin Gaziantep Buluşması” sloganıyla 2.5 milyon ziyaretçi aldı bu kent. Gaziantep Mutfağını önemli  otel mutfaklarına da  sokmak amacıyla workshoplar yapıldı, 20’nin  üzerinde Michelin yıldızlı şef, 12 ülke mutfağı katıldı organizasyona.

İnanmak, hayallerin peşinde koşmak ve hedefe ulaşmak için çok çalışmak başarının anahtarıdır. Ben Sn. Uğur İbrahim Altay ve diğer yetkililerimizin çabalarını takdir ediyorum. Konya Gastrofest bu yıl dördüncüsü yapılan Gaziantep Gastronomi günlerine kıyasla bence sönük  kaldı ama bir gün başaracağız eminim. Çabalara teşekkür ediyorum.