YILMAZ GÜNEY, ZÜLFÜ LİVANELİ, NAZIM HİKMET, SABAHATTİN ALİ VE KONYA
13 Mayıs 2023, Cumartesi 00:00Bugün seçim öncesi son gün.
Ne siyaset var ne KONYA…
Pardon KONYA derken bugünkü KONYA değil, dünkü KONYA var.
…………..
Önce biraz düne gitmeden size bir kez daha itirafta bulunayım.
Bunu tekrarlayayım.
Biz tek başımıza bir hiçiz.
Bir nokta bile olamayız.
Ancak bizim siyasi görüşü, tuttuğu takım, cemaati, konumu, kimliği, gücü ne olursa olsun öyle samimi dostlarımız var ki biz bu samimi insanlarla nefes alıyoruz.
Abimiz cezaevinden çıkmış hayata tutunmaya çalışıyor, bizim üzüldüğümüzü gördüğü zaman da “abi seni üzeni ……….” diyor.
Ve şunu biliyorum ki bunlar laf olsun diye söylenen cümleler değil.
O anda sesinin tınından nasıl içten konuştuğunu hissediyorum.
Paralı parasız, aç, iş arayan işçi …. Hiç fark etmez bizim için insan olsun biiiir….
İkiiii samimi olsun yeter.
………….
Allah’tan da bizde bu samimi insanlardan çok var.
Neyse işte böylesine değerli beyin ve yürek ile dolu dolu bürokrat abimin benimle paylaştıkları ile sizlerle biraz KONYA paylaşımları yapalım o zaman.
NAZIM HİKMET VE KONYA
1908 -Konya
Nazım Hikmet’in Konya Günleri
Fotoğraflar şair ve yazar Nazım Hikmet’in Konya Valisi ve Mevlevi Dedesi Mehmet Nazım paşayı yaz tatili nedeniyle sık sık gittiği Konya ziyaretlerinde çekilmiştir.
114 yıl önce çekilen karelerde Nazım Hikmet 6 yaşında ve diğer kardeşleri Samiye ve İbrahim de yer alıyor.
Nazım Hikmet'in Mevlana ve Mevlevilik üzerine dedesinin gerçek bir Mevlevi Dergahı Dedesi olması nedeniyle dergahta sufilerle geçen çocukluk anıları ve izlediği sohbet ve zikirler olmuştur.
…………….
"Ben de senin müridinim işte Mevlana" dizeleriyle çocuk yaşta kendisini meşhur eden bir şiiri de vardır.
Bu şiirin hikâyesini ise Vâlâ Nureddin “Bu Dünyadan Nâzım Geçti” (İlke Kitap, 2011) adlı eserinde şöyle anlatır:
“Delikanlılık çağına ulaşmış Nâzım Hikmet, o gün arkadaş bulup tek kale futbol oynayamadığı için, duvara şut çeker dururmuş.
Dedesi, eski Konya Valisi şair Nâzım Paşa’nın yaşıtı ve kafadarı emekliler ve tarikat arkadaşı Mevleviler kameriye altında oturmuş, konuşurlarmış.
Nâzım, topu, ara sıra kameriyeye doğru kaçtığından, almağa gidermiş.
Bir seferinde kulağına tuhaf bir konuşma çarpmış.
Misafirler dedesine diyorlarmış ki;
- Niçin gizlersiniz, Paşa hazretleri? Bu şiiri sizden başka hangi Mevlevi yazabilir?
- Emin olunuz, ben yazmadım.
- İmzası da Mehmet Nâzım.
- Aynı isimde başka biri de bulunabilir.
- Tevazu göstermeyiniz, böyle bir nefise efendimizin kaleminden çıkmadıysa kimin eseridir acaba?
……………….
Mecmua henüz basılmış, okur okumaz toplanıp arz-ı tebrikat için mübarek ellerinizden öpmeğe geldik. Nurola.
Paşa ısrar etmiş:
- Bu şiir hece vezniyledir.
Ben aruz kullanırım.
Mamafih merak ettim.
Bir kere daha okuyunuz da dinleyelim.
……………..
Şiiri baştan itibaren okumağa başlamışlar.
Nâzım Hikmet artık dayanamayıp kucağında futbol topu, çilli yüzü kıpkırmızı, lavanta çiçeklerinin ve süs bitkilerinin arasından başını kaldırıp heyecanla manzumenin arkasını getirmiş:
“Ebede set çeken zulmeti deldim
Aşkı içten duydum, arşa yükseldim
Kalpten temizlendim, huzura geldim,
Ben de müridinim, işte Mevlânâ…”
…………………….
SABAHATTİN ALİ'nin KONYA GÜNLERİ
Sabahattin Ali 1931-33 yılları arasında Konya'da yaşamıştır.
Almanya dönüşü Aydın'da başlayan öğretmenlik mesleğine Konya'da kız ve erkek öğrencilerin birlikte eğitim yaptığı için öyle isim verilmiş karma ortaokulunda Almanca öğretmenliği yapmış, öğrencileri ile okul etkinliği olarak kamyonla Meram'da mesire yerlerine geziler yapmış, o günün öğretmen ve eşraf çevresi ile edebi ve fikri sohbetler yapmış, Konya Halk Evi’nde kadın ve toplumdaki yeri üzerine konuşmalar yapmış ve Konya türkü baranaları ve oturaklarına katılmıştır.
Konya Belediye bahçesi ve gazinosunda zaman zaman Muhsine hanımdan şarkılar dinlediği mektuplarında yer almaktadır.
Yapılan bir ihbar ve şikayet üzerine Konya'da yargılanmış ve hapse girmiştir, hapis cezasının bir kısmını Sinop' ta tamamlamıştır.
Sabahattin Ali'nin hikâyelerinde Konya halkının gündelik yaşantısı, mahallelerin yapısı, sevinç ve hüzünleri ile müziği üzerine harika gözlemleri ile geçmişten bugüne yalın bir dille betimlemiş, arkadaşı ve Konya Lisesinde öğretmen Pertev Naili Boratav ile dostluğunu pekiştirmiştir. Pertev Nail'i Boratav' ı askerlik yaparken Beyşehir'de ziyaret etmiş, doğrudan Konya günlerini ve insanlarını ele aldığı on üç hikâyesinde Konya insanı üzerinden derinliğine fikir ve kalem işçiliğinin örneklerini vermiştir.
Konya'da dost ortamında okuduğu iddia edilen şiir nedeniyle ismi erbabına malum kişilerce ihbar edilerek yargılanmış ve hapishaneye girmiş, 14 aylık cezasının dört ayını Konya'da geçirmiştir.
Konya'da gönül verdiği bir öğrencisine Ali Kocatepe'nin bestelediği ve Sezen Aksu yorumuyla bilinen ‘ÇOCUKLAR GİBİ’ ŞİİRİNİ YAZMIŞTIR.
Konya gazetelerinde roman ve hikayeleri günlük olarak yayınlanmıştır.
Öz yaşam, gözlem ve betimleme içeren hikayelerinden kişisel çıkarım olarak tahminen Şemsi Tebrizi civarında ve G(K)üllük başı da denilen 19 MAYIS İLKOKULU’na yakın bir evde yaşadığı da ISINMAK isimli hikayesinden anlaşılmaktadır.
Beş şiirden oluşan Hapishane şiirlerinden 1,2 ve 3’üncü kısımlarının Konya'da hapiste iken yazıldığı yorumları da bulunmaktadır.
Şiir poetikası içinde farklı evrelerden geçen ve dramatik bir şekilde yok edilen, kabri meçhul edebiyatımızın temel yazarlarından fikir ve düşünce insanı merhum Sabahattin Ali'nin çeşitli evrelerden geçtiği dönemler bulunmaktadır.
Bunlardan güzel bir örnek ise tasavvufi planda Abdülkadir Geylani'ye adadığı bir şiiri ve hapishane günlerinden bir fotoğrafı paylaşarak üzerime borç olan bir hemşeri teşekkürünü ithaf ediyorum.
Yazarın Konya günleri, mevcut hikayeler, mektuplar, fotoğraf arşivleri üzerinden çalışılmalı, Konya insanının 1930'lu yıllarda doğrudan gözlemlerine yansıyan sosyoekonomik modellemesi üzerinde de durulmalı ve çalışılması gereklidir.
NEFES-1926 yılı
Abdülkadir Geylani Hazretlerine
Kalplere serptiği kıvılcımlardan
Bir ışık yanıyor ya Abdülkadir...
Gönüller zâtını bize aşk sunan
Bi ilâh tanıyor ya Abdülkadir...
Bilirsin gönlümün ne duyduğunu
Karşında tekrara hacet yok bunu
Benliğim önünde ululuğunu
Daima anıyor ya Abdülkadir..
Başımız önünde geliyor yere
Işıklar dağıttın sen gönüllere
Pak tarikatına giren bir kere
Seni nur sanıyor ya Abdülkadir...
Ulviye nuruyle bizleri besle
Uğrunda ölelim biz de hevesle;
"Sabah"ın kalbi bu taze "nefes"le
Beraber kanıyor ya Abdülkadir...
………………..
Fotoğrafta kucağında çocuk olan, gözlüklü kişi Sabahattin Ali.
Sosyal medya anlamında ilk kez yayınlanan bu fotoğraf kızı Filiz Ali tarafından yazılan ‘Filiz Hiç Üzülmesin’ Sabahattin Ali'nın objektifinden Kızı Filiz Ali'nın gözünden, bir yaşam öyküsü, 1995, Sel Yayıncılık, sf: 24 kitabından alıntılanmıştır.
………………….
Bugünlük yetsin olmaz mı?
İnşallah biricik başarılı bürokrat ve dost samimi insan abimin notlarından çalışmalarından YILMAZ GÜNEY ve ZÜLFÜ LİVANELİ’nin KONYA hatıralarını da paylaşırız.
……………
Pazartesi günü yine birlikte olabilmek ümidi ile şimdilik hoşça kalın.
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
Varını yoğunu dünyaya versen de dünya sana cepsiz bir kefenden başkasını vermeyecektir...
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Özgür bir şekilde sağlıklı olarak aldığımız nefesin kıymetini bildiğimiz zaman daha iyi ADAM oluruz.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.
Yorumlar
entel_gonyalı
15-05-2023 00:16Edebiyatımızda km.taşı olan yazarların Konya'da geçirdiği günlere ışık tutmanız bir vefa dsvranışıdır.
umur hazangil
14-05-2023 00:32"sesinin tınından" YAZAR EFENDİ,DAHA DİKKAT VE CİDDİYET GÖSTERELİM.AKLIMIZA GELENİ YAZMAK,HELE HELE YANLIŞ ( kelimeri bilhassa) YAZMAK HEM OKUYUCUYA SAYGISIZLIK HEM DE GÜZEL TÜRKÇEMİZE HAKARETTİR.KOSTAK KOSTAK YAZILAR DÖKTÜRMEK MARİFET DEĞİLDİR.ŞİMDİ YAZINDA KULLANDIĞIN "sesinin tınından" NE DEMEKTİR? HANGİ DİLDENDİR? SALLA GİTSİN "yersen..." DEĞİL Mİ....
Süleyman urgan
13-05-2023 15:17Bu bahsettiğin zatlar ateistlerdi.hele yılmaz güneyden hiç bahsetme abi suçsuz savcıyı öldüren bu zat cezaevinden kaçıp Fransa'da mort olmustur.
Furkan
13-05-2023 10:57İhtiyar, durup dururken tarihin tozlu sayfalarında dolaşmak ta nedir Allah aşkına! Bırak Nazım, Sabahattin Ali vd. kalsın kaldıkları yerde. Hele Konya ile ilgili hatıraları dile getirmek! Eyvallah ihtiyar Selçuklu başkenti Konya daha nice kaliteli insanları misafir etmiş ama her ne hikmetse kimse dile getirmiyor. Bazen TYB konya şubesi programlarında bu konuları ele alarak bizleri ziyadesiyle mutlu ediyor. Darısı ve devamı dileğiyle ihtiyar!
Yerli
13-05-2023 09:32O zamanlar çay bahçesinde mayi de vardı kimse kimseyi rahatsız etmezdi
Ali Topal
13-05-2023 01:44Güzel bir yazı. Eline sağlık Üstadım.