YURT DIŞINDAKİ AK PARTİLİLER İYİ Kİ VARSINIZ

Bugün yazımıza yine biraz ekonomi biraz da siyaset ile başlayayım mı?

Biz bugünleri hep gerçek samimi dostlarımız ile gördük ve onların sayesinde duaları ile destekleri ile dolu dolu yaşıyoruz.

Mesela bugün biraz ekonomi biraz siyaset dememize sıkı ve yorumları ile çok dolu ve bilgili olduğuna inandığım OĞUZ OĞUZ rumuzlu okurumuzun yorumu oldu.

OĞUZ OĞUZ rumuzlu abimiz dün sabah ilk yorumunda şöyle diyordu;

“Yahu kardeşim, bırakın bu ucuz numaraları, yıkamalı, yağlamalı ayak işlerini.

Orta Vadeli Palavraları dün dinlediniz.

Hem dolar yükselecek, hem faiz yükselecek, hem Türkiye büyüyecek, hem de enflasyon düşecek.. Andersen den masallar.

Masallar dünyası.

Yoldan gelen gecen araçları bos verin kardeşim.

Reisiniz taaaa 26 da kişi başı geliriniz 16 bin dolar olacak diyor.

Bir zamanlarda 2023 te kişi başı geliriniz 25 bin dolar olacaaaadı..

Enflasyon 8 diyordu,

Hani nerede?

Yolu yolağı, milletin gelirini bırakın.

Az buçuk, ilk okul seviyesinde matematiğiniz varsa medyan gelire bakın.

Aşağıdan ve yukarıdan kırk üçüncü milyonuncu kişiyi bulun, kaç para kazanıyor?

Eline ne geçiyor onu söyleyin.

Bırakın gelirin 95% ini yutan tepedeki 5% yalamanın hortumladığı parayla öğünmeyin.

Yap, işlet, parasını ben ödeyeyim.

Cepte cep, ha haa, külahıma anlat...

Ayrıca din vicdani bir konudur.

Okulla, dersle, zorlamayla olmaz.

Okulda bilimsel eğitim, psikoloji, sosyoloji, felsefe ve ahlâk eğitimi verilir.

Kişi aklı erince kendi yolunu çizer.

Devletin din eğitimi için ayrı kurumları var...

Her şey para, menfaat değil kendinizi kandırmayın.”

…………

OĞUZ OĞUZ abi bu ekonomi işlerini bizden çok daha iyi bildiğiniz ortada

Ama özür dileyerek yorumunuzun son bölümüne katılamıyorum.

Bizim her şeyimiz artık PARA

Bizim her şeyimiz artık MENFAAT

………….

Menfaatimiz yoksa sohbetin sonunda para yoksa salıverin gitsin deniliyor artık

Vallahi ben bunu böyle görüyor böyle biliyorum.

Artık evladın anasına babasına bakışı bile oradan gelecek paraya kalacak mirasa göre değişiyor.

Demedi demeyin.

Bunu en acı yaşayanlara bir danışın derim

………………………

Bu ekonomik durum ve millet olarak geleceğimiz ile ilgili olarak kısa ve karamsar bir giriş yaptıktan sonra gelelim yurt dışındaki dostlara.

Dün sabah saat 10.54 de Almanya’dan bu fotoğraf kardeşi geldi

Konya’nın en meşhur dev marka isimlerinden bir abim bunu bize gönderiyordu

“Bugün akaryakıt fiyatları Almanya

Sadece bilgi amaçlı.”

……………..

Bu güzel ve değerli abimiz için hayat görüşü dünya felsefesi yaşam biçimi her şeyden önce Kur’an da yazıldığı gibi gerçek ve doğru İslami bir hayat tarzıdır.

Bu çerçevede para da kazanılabilir siyasette yapılabilir.

Kendisine son derece inandığım bu abimin gönderdiğinden ve yazdığı iki satırdan anlayan anlamıştır durumu.

Onun için yoruma gerek yok.

Bizde bu durumu sizlerle sadece bilgi amaçlı olarak paylaşıyoruz.

Teşekkürler can abim.

Almanya’da olsanız bile bizi takip ediyorsunuz yaaa.

Sizlere sonsuz teşekkür ve saygılarımı sunuyorum.

HOLLANDA’YA 8 BİN

TÜRK YAZILIMCI GİTMİŞ

Bu bir gerçek beyin göçümü dür?

Genç nesil Türkiye’den kaçıyor mu?

Reis giderseniz gidin dediği için mi gidiyorlar?

Türkiye’nin geleceği karanlık mı?

Parası olan aklı olan gidiyor mu?

………………….

Ben asla böyle derin sulara girmem.

Giremem.

Ama size resmi ve kesin bir rakamı yurt dışındaki bir milliyetçi mühendisten aldım.

Hollanda’ya 8 bin yazılımcı genç yerleşmiş.

Böyle bir rakamın hepsi değil yarısı doğru olsa bana göre felaket demektir.

Böyle bir kayayı nerenize dayarsanız dayayın çok acıdır.

Gerekçesi sebebi ne olursa olsun sonuç vahim.

Ölen ölsün kalan sağlar bizimdir.

Giden gitsin gitmeyen aslanlar bizimdir mantığı son derece yanlış bir düşüncedir.

……………

Kimse kızmasın darılmasın.

Ekonomik sıkıntı iğrenç siyasi çatışmalar filen değil insan gibi yaşamak insan gibi davranıp karşımdan da insan gibi davranılmasını o kadar özledim ki bu yaşta fırsatını bulsam ben bile giderim.

Ben bu hale geldim ise gidenlere asla kızamam.

Aynaya bakıyorum artık kendimi tanıyamıyorum.

Müslüman Türk milleti olarak geldiğimiz durumu yazamadığıma göre bırakın beli salıverin bende gideyim(!)

…………………

Bu durumla ilgili Almanya’da ki 40 yıllık dostum Bayram Aybastı’nın Türkiye geldiği tatilde Ege ve Ordu’da ki üzüntülerini ve artık Almanya’ya dönüş hasretini de ayrıca yazacağım.

……………..

Dün bir okurumuz ise içini bize şöyle döküyor ve yaşadıkları ile dertleniyordu;

“Uğur Bey. Merhaba.

Dünkü yazınızda araç bolluğundan bahsetmişsiniz.

İlgiyle okudum yazınızı.

Şahsen katılıyorum da.

Şehir Caddesi'nde "şehircilik" adına güzel uygulamalar var.

Ama bizim milletimizin başına "polis" dikmezsen kanun-kural tanımıyor.

Ben de bir sürücüyüm.

Geçen sene yaya geçitlerinin önünde polis ekipleri uygulama yapmıştı.

"Ağzımın kenarıyla" gülmüştüm.

İyi ki de öyle yapmışım.

Haklı olduğumu gördüm ve yaşadım da.

Normal şartlarda yaya geçidini gören sürücünün hızını düşürmesi zincirleme bir şekilde geriden gelenlerin de hızını düşürmesi ve de yayaya yol vermesi gerekmiyor muydu?

Bundan dolayı da "05 Nisan 2023" tarihinde bir gazetede çıkan haberde

"Konya’da trafik polisleri yaya geçidi kullanımına dikkat çekti" başlığı kullanılmıştı.

Yine başka bir haberde de "Konya'nın ilçelerinde "Yaya önceliği kırmızı çizgimizdir" uygulaması" denmişti.

Haberlere bakarken "Ağzımın kenarı" kas yapıyor.

O kadar ki haber detayında

"Ayrıca yayaya yol vermemenin bin 917 lira cezası var" cümlesi kullanılıyor.

Dünkü yazıya dönecek olursak ya "Milletin parası çok" ya da denetim yok.

Hem ceza hem denetleyen yok.

Bu kadar uzattım ki konu iyiden iyiye anlaşılsın ve görevin sahipleri lütfen görevinin başına dönsün.

Şehir Caddesi'nde "Google Maps"ten attığım görüntüde de görüldüğü gibi 6 tane yaya geçidi var.

Yayalar ve engelliler için karşıdan karşıya geçmek ise namümkün.

Bizim milletimiz ilk başlarda "Köprülü Kavşak"ları beğenmeyip şehrin belediye başkanına "Köprülü" lakabı takıyordu.

Ardından "göbek"lere mevzu yapıp kendini haklı çıkarıyordu.

Şimdilerde trafik lambalarının gereksizliğine atıfta bulunup "Köprülü Kavşak"lara alkış tutuyor.

Toplamam gerekirse...

Cebinde parası olan,

Benzin, mazot zammını takmayan,

Yaya geçidinde geçerse ceza yemekten imtina etmeyecek,

Kanun-kural takmayacak olan kişilerin yola girmesi için kravatlı, yakışıklı, takım elbiseli ve de en afilisinden traşlı yetkililerimizin buraya el atması mümkün müdür?

Ben uygulamaları hatırlatarak tane tane meramımızı anlattım.

Karşıdan karşıya geçmenin bu kadar zor olduğu bir bölge daha tanımıyorum.

Sanırsın ki Ankara Yolu'nda veya İstanbul Yolu'nda karşıdan karşıya geçiyoruz.

Karşıdan karşıya geçerken bir vatandaşın sürücülerden yol istemek için el kaldırdığını gördük ve tatsız da bir olay yaşandı.

Araçtan inen sürücünün kendini "polis" olarak tanıtması ise trajik bir durumdu.

Araştırmak istenirse de olay "04 Eylül 2023-18:45"te yaşandı.

Eğer bu sürücü polisse neden devletimizin getirdiği kurala uymuyor ve vatandaşın üzerine yürüyor?

Polis değilse neden kendini polis olarak tanıtıyor ve vatandaşı tehdit edecek cüreti kendinde nasıl buluyor?

Sonuç olarak

Bu bölgeye trafik lambası mı, trafik polisi mi yoksa kamera sistemi mi ya da fahri müfettiş mi lazım? Yetkililerin ilgisine bırakıyorum.”

…………………

Maalesef millet olarak hep dertlendiğimiz üzüldüğümüz ve korktuğumuz durum bu.

Geldiğimiz acı nokta bu.

Allah beterinden korusun diye dua ediyoruz.

Ama biz kendi aklımızla bu işleri yapmaz isek Allah bizi niye ve nereye kadar koruyabilir?

Çünkü Yüce Rabbim bize akıl vermiş fikir vermiş feraset vermiş değil mi?

Bunları iyi ya da kötü olarak kullanmak bizim elimizde artık.

Ve bunları hiç de iyi olarak kullanmıyoruz.

Ne acı

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Konuşmayı dertleşmeyi severim ama herkesle değil

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Mobilyacılar girişinde frene basıp haklı yol ve geçiş üstünlüğü olan araca yol vermeyi bildiğimiz zaman daha iyi ADAM oluruz.