ZEKAT VE FITIR SADAKASININ ÖNEMİ
22 Haziran 2016, Çarşamba 09:08Yüce dinimiz İslam'da zekat ve fıtır sadakası vermenin önemi ve fazileti çok büyüktür. İslam alimlerimiz zekat, öşür ve fıtır sadakasının ramazan ayı içinde bayramdan önce verilmesinin kişiye çok sevap kazandıracağını ifade ederler.
Zekâtın kelime anlamı "artma, çoğalma, arıtma ve berekettir". "Doğru söylemek, sözünü tutmak" anlamına gelen sıdk kökünden alınmış olan ve Kur'an ve Sünnet'te zekât anlamında da kullanılmış olan sadaka kelimesi, daha sonraki devirlerde gönüllü malî ödemeler için kullanılmaya başlanmıştır. Fıkıhta ise zekât, Allah'ın, belirli yerlere sarfedilmek üzere dince zengin sayılan kişilerin mallarından belli bir payın alınması işlemini ifade eder.
Bir kimseye zekatın farz olması için o kimsenin Müslüman, akıllı, ergenlik çağına gelmiş ve hür olması, borcundan ve aslî ihtiyaçlarından fazla hakikaten ya da hükmen artıcı, yani kazanç sağlayıcı nitelikte “nisap miktarı” mala (80.18 gr. altın, altın değerinde para veya ticaret malına) sahip olması gerekir.Zekâtın farz olması için ayrıca nisap miktarı mala sahip olduktan sonra bir kameri yılın geçmesi gerekir. Ancak zekatı bu süre dolmadan önce vermekte sakınca bulunmamaktadır.
Fıtır “iftar etmek” ve “yaratılış” anlamlarına gelir. Fıtır sadakası (Sadaka-i fıtır, fitre) yaratılmış ve Ramazan orucunu tutup iftar etme imkânını elde etmiş olmanın bir şükrü olarak; dinen zengin olup Ramazan ayının sonuna yetişen Müslümanın, belirli kimselere vermesi vacip olan bir sadakadır. Vacip oluşu, sünnetle sabittir (Buhârî. Zekât, 18, 74; Müslim. Zekât, 12, 15).
Fıtır Sadakası, borcundan ve temel ihtiyaçlarından fazla olarak nisap miktarı mala sahip olan her Müslümana vaciptir. Bunda zekâtta olduğu gibi malın nâmî (artıcı) olması ve üzerinden bir yıl geçmesi gibi bir şart söz konusu değildir.
Şâfiî mezhebine göre ise fıtır sadakası vermek için zengin olma şartı yoktur. Günlük yiyeceğinden fazlasına sahip fakir de fıtır sadakasını verir (Kâsânî, Bedâiu’s-sanâi, II, 69; Nevevî, el-Mecmu, VI, 105).
Kişi kendisinin ve küçük çocuklarının fitrelerini vermekle yükümlüdür. Hz. Peygamber, köle-hür, büyük-küçük, kadın-erkek her Müslümana fitrenin gerektiğini (Ebû Dâvûd, Zekât, 20) ifade etmiştir.
Fıtır sadakasının vacip olma zamanı, Ramazan bayramının birinci günü olmakla birlikte bayramdan önce de verilebilir. Hatta bu daha faziletlidir. Bununla birlikte bayram günü veya daha sonra da verilebilir. Ancak bayram namazından önce verilmesi müstehap kabul edilmiştir.
Şâfiî mezhebinde ise; fitreyi, meşru bir mazeret bulunmadıkça bayramın birinci gününün gün batımından sonra vermek haramdır. Fitreyi Ramazanın ilk günlerinden herhangi birinde vermek caizdir (Nevevî, el-Mecmu, VI, 128).
Fitrenin hedefi, bir fakirin içinde yaşadığı toplumun hayat standardına göre bir günlük yiyeceğinin karşılanması, böylece bayram sevincine iştirak etmesine katkıda bulunmaktır. Günümüzde fıtır sadakasının belirlenmesinde, bir kişinin bir günlük normal gıda ihtiyacını karşılayacak miktarın ölçü alınması daha uygundur. Bu yıl için Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu en az fitre (fıtır sadakası) ve fidye bedelini 15 TL olarak belirlemiştir.
Dinen zengin sayılanlara, usul (anne, baba, dedeler ve nineler), furua (oğul, kız ve torunlar) ve bakmakla yükümlü olduğu kimselere zekat, fidye ve fıtır sadakası verilmez. Bir kimse, zekatını, fidyesini ve fitresini bir fakire verebileceği gibi birkaç fakire de dağıtabilir.
Allah hepimizi çok zekat ve fıtır sadakası verenlerden eylesin. Bu mübarek ramazan ayını en güzel şekilde değerlendirmeyi ve Kadir gecesini ihya etmeyi nasip etsin. Ramazan bayramına da bütün sevdiklerimizle birlikte tüm günahlarımızdan arınmış olarak ulaşmayı lutfeylesin.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.