ZÜLFÜYÂRE DOKUNALIM
30 Haziran 2021, Çarşamba 16:49Yapılacak iş ve yazılacak yazı çok, hayat ise çok kısa. Pasif kalmak ve dinlenmek, mutluluğu yakalamak değil, atıl kalmak, an’ı kaçırıp verimsiz olmaktır. İnsanda varsa paylaşır, hayata ve insanlara olumlu bir yansıma olur, gönüllere dokunma olur.
2014 yılından bu yana Uğur Özteke abimin ısrarıyla yazarım. Bilmiyorum bu yansımayı ne kadar yapabildim, ne kadar gönüllere dokunabildim. Ama bu süreç içerisinde olumlu da olumsuz da bana geri dönüşler oldu. Beni bu geri dönüşlerden olumlu olanlardan çok olumsuz düşünceler memnun etti. Doğruydu veya yanlış. Bu olumsuz eleştiriler kendimi kontrol etmemi sağladı. Doğruysa üzerinde ısrar, yanlışsa doğruyu bulmama sevk etti. Bazen de bu olumsuz geri dönüşümlerde yazının içeriğinde insanlar kendinden bir şey buluyorlardı ki, “zülfüyâre dokunmuşuz” diye gülüp geçtim. “Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar” ya, küsen de oldu, kızan da oldu, ama kendinden bir şey bulan da arayıp özür dileme erdemini gösterdi, yanlışımda arayıp özür dileyişlerim de oldu.
Uzun zaman olmuştu makale yazmayalı. Görünüşte uzun bir atalet dönemi ama bu zaman dilimi içerisinde bunu farklı şekilde değerlendirme yoluna gittim. Kendimce, âcizane yazdığım ama düzenlemesini hep bir sonraya bıraktığım kitaplarımın düzenlemesine zaman ayırmış oldum.
"Yeter bu kadar ayrı kaldığın, bir yerden başlamak iyi olur, paylaşım zamanı artık" deyince Uğur abi, "Evet, haklısın bir yerden başlamak lazım ama bu herhangi bir yer olmamalı, seninle başladım, seninle devam ederim” dedim.
Vefa göstersem de aslında kırılmıştım Uğur abime bu yazmadığım süreç içerisinde. Belki incir çekirdeğini doldurmayan bir sebeple kırılmıştım. Belki duygusal bir boşluğuma denk gelmişti. Ama üzerinde durup küsmedim, biraz ayrı kalmama neden oldu ama yarım kalan işlerimi tamamlamaya çalışmama da neden olduğu için de sevinmedim değil.
Maalesef hayatımızı o kadar basit, önemsiz ve sudan sebeplere mahkûm edip sevdiklerimizi de sevdiğimiz şeyleri de bu mahkûmiyetin içine çekiyor, uzaklaşıyor ve yaşayacağımız mutlulukları kaçırıp üzüntüyle mutsuz oluyoruz.
Oysa bu kısa hayat serüveninde, kırgınlık, öfke ve küsmenin ne yeri ne de zamanı yoktur, olmamalıdır da. Çünkü hayat, kızınca kırılınca ve öfkelenince güzelleştirmiyordu kimseyi. Aksine gereksiz kopuşlara, ayrılıklara ve mutsuzluklara neden oluyordu. Hiç birimiz bunun farkında değiliz. Kızabilirsiniz, ama öfke ve küsmeye hakkımız yok. Çünkü bu duygular kişinin muhatabına değil kendisine zarar vermekte, duygu ve düşüncelerinde olumsuz yansımalara ve kendi mutsuzluğuna neden olmaktadır.
Bunlardan kurtulmanın ve mutlu olmanın basitçe bir kaç yolu var. Öncelikle egodan kurtulmak ve “ben” duygusunu köreltip “biz” olabilmek, yani bir parça tevazu, ardından affetmeyi bilmek, affederek hafiflemek, bilinçaltına yerleştirilen kötü duygu, düşünceleri yok etmek ve bakış açınızı değiştirip, insanlara karşı tutumunuzu gözden geçirip, olumsuzluk yüklemeden, insanları olduğu gibi kabul edebilmektir. Çünkü her insan farklı duygu ve düşünce taşır. Her insan farklı bir dünyadır, farklı binlerce duyguya sahiptir. “Biz” olabilirsiniz ama asla “aynı” olamazsınız, olmanız da mümkün değildir.
Affetmek, affedilmeyi istemek, özür dilemek erdemini her insanın yaşaması gerekir. Affetmeyen insan yüksek egoya sahip, bilinçaltı kirli, içten içe öfke besleyen, kendini olmazsa olmaz gören, kendini vazgeçilmez kabul eden insandır. Affeden insan, öfkeden kendini arındıran, bilinçaltı temiz, duyguları insani olan, hayatı ve insanları seven insandır.
Unutmayın, dün yok, yarın da yok. Sadece yaşadığınız şu “an” vardır. An’da verebilecekleriniz ve yaşayıp yaşatacağınız mutluluklar vardır. Bu an’ı değerlendirmek ve değerlendirememekte sizin akıl sağlığınıza, duygu sağlığınıza ve bilinçaltı temizliğiyle birlikte hayata ve insanlara bakış açınıza bağlıdır. Bakış açınızı değiştirirseniz, görüşünüz netleşecek, hayatı, hayatınızı güzelleştirip insanları ve gelişen olayları yorumlamanız kolaylaşacak, ne mutsuz olacaksınız ne de mutsuz edeceksiniz..
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.
Yorumlar
Adem Uysal
01-07-2021 10:04İşte bu Ahmet Abi. Tebrik ediyorum. Sen hata etmişsin Allah seni, Uğur Bey Hata etmişse Allah Uğur Bey'i affetsin.
Mustafa Çamlı
30-06-2021 18:04Hoşgeldin Ahmet abi,kolaylıklar diliyorum.